“Dorian Gray” ismi birçok kişiye eminim size tanıdık gelmiştir. Bu ismi acaba nereden hatırlıyor olabilirim? Diyenler için evet kendisi Oscar Wilde’in bir roman kahramanından adını almıştır. Kitapta ruhunu şeytana satmış olan bir adamdır, bunun karşılığı ise yaşamı boyunca asla yaşlılığa yakalanmaz, fakat tüm bunlara rağmen sonsuz gençlik ona istediği mutluluğu verememiştir, zaman geçer yaşlanmaz fakat aynaya baktığında vücudunun tüm yıpranma süreçlerinde bir ayna gibi göstermektedir. Dorian Gray bir türlü acı gerçeği kabullenememiştir, günleri işkence ve acı çekerek geçirmek istemen Dorian çareyi etmekte bulur.
Dorian Gray sendromu, günümüzde oldukça modern zamanları anlatan bir dizi semptomdur. Yaşlanmaya karşı bir direnç ve kişinin vücudunun yıllar geçtikçe deforme olacağına dair aşırı bir korkudan oluşur. Uzmanlar, davranışı olumsuz etkilediğinde patolojik olduğunu düşünüyor. Kibir ve fiziksel görünüm bugün dünyamızda orantısız bir şekilde önemlidir. Dorian Gray sendromu, görünüşümüze ne kadar takıntılı olduğumuzun bir tezahürü olarak ortaya çıktı. Hatta öyle bir sorun haline geldi ki artık patolojik sınırda.
Dorian Gray Sendromu Nedir?
Dorian Gray sendromu ilk kez 2000 yılında aynı adı taşıyan bir makalenin yazarlarından olan terapist Burkhard Brosig tarafından tanımlandı. Kaç kişinin yaşlanma konusunda neredeyse panik içinde ofisine geldiğini fark etmişti. Dorian Gray sendromlu kişilerle ilgili en endişe verici yön, bazen yaşlanma sürecini durdurmak için tehlikeli şeyler yapmalarıdır. Örneğin, çok fazla plastik cerrahi yaptırmış olabilirler ve Botoks'u aşırı kullanabilirler. Bu işlemler özellikle doğru yapılmadığı takdirde riskli olabilir. Dorian Gray sendromunun kurbanlarının sadece genç görünmeye takıntılı olmadıklarını, aynı zamanda duygusal gelişimlerini de engellediklerini belirtmek önemlidir. Hayatı 18 yaşında gibi görmeye devam etmek istiyorlar ve aslında bir genç gibi davranmaya devam ediyorlar.
Dorian Gray Sendromunun Özellikleri
Dorian Gray sendromu için hala standart bir özellik yoktur. Bunlar, bu sendromlu birinin sunduğu birincil davranış kalıplarıdır:
• Deformasyon korkusu: Bunun teknik adı dismorfofobidir.
• Fiziksel ve duygusal olgunlaşma sürecini kabul etmeyi kesinlikle reddetme.
• Vücut değiştiren prosedürlerin kötüye kullanılması.
• Yaşlanma sürecini geciktirmek veya yaşlanmanın etkilerini telafi etmek amacıyla uyuşturucu kullanımı.
• Anksiyete bozuklukları.
• Kişilik bozuklukları.
• Kendine zarar veren davranışlar.
Bu tür insanlar hayatlarını neredeyse her zaman fantezi ve hayal kırıklığı arasında bir yerde yaşarlar. Yeni bir tedavi veya prosedürün kendilerine gençliklerini geri vereceğini hayal ederler. Hâlâ bir gençlik pınarı olmadığını anladıklarında hüsrana uğrarlar. Ancak bunun kendi algılarına göre değil, bilim ve cerrahinin başarısızlığı olduğuna inanıyorlar.
Dorian Gray Sendromunun Kısa Bir Analizi
Genellikle Dorian Gray sendromunun altında yatan şey, korkmuş bir kişidir. En büyük korkuları, dünyalarının güzellik standartlarını karşılayamadıkları için reddedilmektir. İyi bir vücuda sahip olmanın iyi bir yaşam anlamına geldiğini düşünürler. Bir dereceye kadar maalesef haklılar da. Birçok şirketin, işçileri işe almak veya terfi ettirmek için görünüş ve imaja dayalı yüzeysel nedenleri vardır. Şimdi, bir kişinin çevresi neyse odur, ama nasıl tepki vereceği her bir bireye kalmış . Bazıları çevrelerinin onları nesneleştirmesine izin vermez. Ancak diğerleri, Dorian Gray sendromlu insanlar gibi, baskılara pasif bir şekilde boyun eğerler. Neden? Niye? Çünkü içlerinde narsistik bir boşluk var. Kendilerine yeterince değer vermezler ve bunun yerine sosyal normlara çok fazla güç verirler. Tüm bunların altında kişinin kendini reddetmesi de vardır. Bu sendroma sahip bir kişi kendini olduğu gibi kabul edemez. Kendileri üzerinde sahip oldukları gücün farkında değiller; her insanın sahip olduğu özerkliği göremezler ve çaresiz kalırlar. Kendilerini inkar ederken çevrelerini savunduklarını göreceksiniz.
Kendilerini başkalarının olmalarını istediği gibi olmaya zorlayarak iddia ederler. Kaygı tam olarak bu şekilde sürekli yoldaşlarına dönüşür ve işler öyle bir noktaya yükselir ki, tekrar iyileşmek için muhtemelen terapiye ihtiyaç duyacaklardır.