Bereket ve bolluğun sembolü, on bir ayın sultanı Ramazan ayına girmekte olduğumuz şu günlerde, yaşını almış insanlar, “ Nerede o eski Ramazanlar?” diyerek sitemlerde bulunurlar. Covid19 pandemisinin başlamasıyla birlikte geçirilen 2 Ramazan ayında da, eskiden topluca yapılan etkinlikler yapılamamaya başlandı. Yapılamayan bu etkinliklerin başında da tiyatrolar gelmektedir. Tiyatrolar, halkın toplanabileceği büyük meydanlar, kahvehaneler ve diğer birçok yerde insanları güldürmek amacıyla oynanırdı. İnsanları güldürürken aynı zamanda düşündüren tiyatrolar Ramazan ayında da sıklıkla tercih edilen eğlencelerin başında gelmektedir. Sıklıkla tercih edilen bu tiyatroları sizler için derledik İyi Okumalar!
Karagöz ve Hacivat Oyunu
Türk tiyatrosunda önemli bir yeri olan Hacivat ve Karagöz, Ramazan aylarında meydanlara kurulan büyük sahnelerde halkı eğlendirmek amacıyla sahnelenmektedir. Ramazan aylarında güldürmek amacıyla sahnelenen Karagöz ve Hacivat ile ilgili birçok rivayet bulunmaktadır. Bunun en yaygın olanı Osmanlı İmparatorluğu kuruluş yıllarda Padişah Orhan Gazi emri ile Bursa’da Ulu Cami inşaatı yapılmaya başlanılmıştı. Ulu Cami inşaatı için Padişah Orhan Gazi, mimara bu cami yetişmezse kelleni alırım demiş. Demirci ustası olarak çalışan Hacivat ve Karagöz, işçileri toplayarak kendi aralarında sık sık komiklikler yaparlarmış. Bu durum Ulu Cami inşaatının yetişmemesine sebep oldu. Padişah, mimara gelip bu durumun hesabını sorduğunda, sorumlu olarak Hacivat ve Karagöz’ü işaret etmiştir ve bu sebepten dolayı tutulduğu için Hacivat ve Karagöz idam edilmişlerdir. Padişah ve halk bu durumdan dolayı büyük üzüntü duymaya başladığı için Şeyh Küsteri devreye girerek Hacivat ve Karagöz’ün kuklalarını yaparak, oynatmaya başlamış. Günümüze kadar gelen bu tiyatro geleneği, Ramazan aylarının sembollerinden birisi haline gelen, Hacivat az da olsa medrese eğitimi almış, Arapça ve Farsça kelimeler kullanan aydın bir tip olmasına rağmen Karagöz ise tam tersi düşünmeden konuşan ve Hacivat’ın sözlerini yanlış anlayan bir karakterdir. Oyun tam olarak işte bu yanlış anlaşılmaların üzerine kuruludur. Hacivat ve Karagöz oyununda başka yan karakterlerde bulunmaktadır. Örneğin Kayserili, Zeybek, Tuzsuz Deli Bekir, Himmet Ağa, Zenne, Beberuhi, Çelebi, Laz, Arap, Acem, Arnavut, Kürt gibi birçok karakter oyunda birbirine giren Hacivat ve Karagöze eşlik ederdi. Pandemi nedeniyle uzak kaldığımız Hacivat ve Karagöz’ün Ramazan aylarında meydanlarda olacağı günleri heyecanla bekliyoruz.
Meddahlık
Ramazan aylarında sıkça oynanan tiyatro oyunlarından birisi olan meddahlık, Arapça’da çok öven, çok metheden anlamındaki medh kelimesinden türetilmiştir. Tek bir kişinin oynadığı meddahlık tiyatro oyununda, sanatçı yüksek bir yere çıkarak bir elinde sopa diğer elinde mendil tutarak gündelik yaşamdan, efsanelerden, masallardan edindiği bilgileri taklitler yaparak güldürücü şekilde anlatmaktadır. Meddahlığın en büyük özelliklerinden birisi de dekor ve sahnenin olmayıp, yüksek bir yerde durabileceği bazen bir sandalye bazen de bir taş üzerinde sergilenir. Meddahlık oyunu Ramazan aylarında köy ve şehirlerin halkın topluca durduğu kahvehanelerde,meydanlarda iftardan sonra oynanır.
Ortaoyunu
Hacivat ve Karagöz ile benzer karakterler gösteren Pişekar ile Kavuklu tiplerinin bulunduğu ortaoyunu, palanga adı verilen yuvarlak bir alanda içerisinde dans, müzik, şarkı bulunan, yazılı metinlere bağlı kalmadan günlük olayların işlendiği doğaçlama yapılan bir oyundur. Hacivat ve Karagöz oyunun gölgelerden çıkıp, sahnede insanlar tarafından oynandığı ortaoyunu, Ramazan aylarında halkın iftardan sonra eğlenmek için sıkça izlediği oyunlardan birisidir. Ortaoyununda Kavuklu ile Pişekar karakterleri dışında kadın kılığına girmiş erkeğin oynadığı Zenne, Efe, Kayserili, Arnavut, Acem, Arap, Ermeni, Rum, Çelebi, Yahudi, Laz gibi birçok karakterde bulunmaktadır.
Kukla
Türk tiyatrosunda en eski seyirlik oyunlarından birisi olan kuklalar, kişileri veya hayvanları temsil eden kukla bebekler kullanılarak taklitler yapılarak seslendirilmesi ile meydanlarda oynanır. Kukla oyununda ipli kukla, resim kukla, el kuklası, araba kuklası ve iskemle kuklası gibi türlerde oynanmasına rağmen en yaygın olanı ipli kukladır. Ramazan aylarında iftardan sonra halkın toplandığı yerlerde sergilenen kukla oyunu, İbiş ve İhtiyar karakterlerinin ağzından günlük yaşanan olaylardan, efsanelerden, masallardan olaylar eğitmek, güldürmek amacıyla sahnelenir. İbiş ve İhtiyar dışında kukla oyununda, diğer oyunlarda olduğu gibi Efe, Yahudi, Laz, Kötü, Cadaloz gibi yan karakterlerde sahnelenir.
Köy Seyirlik Oyunları
Köylerde halkın toplandığı alanda oynanan köy seyirlik oyunları, oyuncuların abartılı makyajları ve basit kostümleri kullanarak efsanelerden, masallardan, gündelik olaylardan esinlenilerek taklit ile sergilenen oyundur. Ramazan aylarında halkın eğlenme amaçlı sık sık izlediği köy seyirlik oyunlarında, oyunu sergileyen oyuncuların köy haklından olması en büyük özelliklerinden birisidir.