Psikiyatristler, Stockholm sendromu terimini ilk olarak 1973 yılında Stockholm'deki bir banka soygunu sırasında rehin alınan kişilerde gözlemlenen bir dizi psikolojik özelliği tanımlamak için kullanırlar. Bu olayda, iki adam dört banka çalışanını bir banka kasasında altı gün boyunca silah zoruyla rehin tuttu. Soğukluk sona erdiğinde, kurbanlar kendilerini tutsak edenlere karşı olumlu duygular geliştirmiş ve hatta onlara karşı merhamet ifade etmiş göründüler. Rehinelerin korkunç, yaşamı tehdit eden bir çileden sonra kendilerini esir alanlarla nasıl özdeşleşeceklerini, duygusal bağlar kurduklarını ve hatta onları nasıl savunduklarını anlamak zor olsa da bu olağandışı fenomenin nadir durumlarda meydana geldiği bilinmektedir. Sendromun rehine olaylarında ortaya çıkmasına ek olarak, psikologlar bunun tarikat üyelerini ve aile içi istismar mağdurlarını da etkileyebileceğini öne sürüyorlar.
Stockholm sendromlu bir kurbanın en ünlü örneklerinden biri, 1974'te kaçırılan ünlü bir medya varisi olan Patty Hearst’tür. Hearst, sonunda onu kaçıranların bir bankayı soymasına yardım etti ve onların militan davalarına desteğini dile getirdi. Bir başka yüksek profilli örnek, 2002'de kaçırılan Utah'lı bir genç olan Elizabeth Smart'tır. Polis sonunda onu bulduğunda Smart, kendisini kaçıranların refahı için endişe gösterdi.
Stockholm Sendromu Belirtileri
Stockholm sendromu, bir psikiyatrik hastalık olarak listelenmemiştir ve bu nedenle, bilimsel olarak kanıtlanmış veya geniş çapta çalışılmış belirti veya semptomlara sahip değildir. Ancak bu sendromu, kişinin yaşamının risk altında olduğu bir stres ve gerginlik durumunda bulunduğunda fark edilebilecek bazı özelliklerle tespit etmek mümkündür, örneğin:
• Saldırgan için olumlu duyguların geliştirilmesi;
• Mağdurun saldırgandan uzaklaşmasına yardım eden polis, yetkililer veya diğer kişiler hakkında olumsuz duyguların gelişmesi;
• Saldırganla duygusal özdeşleşme ve arkadaşlığın gelişimi;
• Saldırganın hayatta aynı değerlere ve hedeflere sahip olduğu inancı.
• Bu özellikler güvensizlik, izolasyon ve/veya tehdit duyguları tarafından tetiklenir. Bilinçaltının yaşamı korumanın bir yoludur. Bununla birlikte, zamanla, yaratılan duygusal bağ nedeniyle, suçluların küçük nezaket eylemleri, bu sendromu geliştiren insanlar tarafından büyütülme eğilimindedir ve bu, yaşadıkları gerçek tehdidi göz ardı ederek kendilerini durum hakkında daha güvenli ve sakin hissetmelerini sağlar.
Sendroma Ne Sebep Olur?
Stockholm sendromunun neden oluştuğu tam olarak belli değil. Akıl sağlığı uzmanları, bunun duygusal ve fiziksel istismar mağdurları için koruyucu bir strateji ve başa çıkma yöntemi olduğunu öne sürdüler. Stockholm sendromu genellikle yaşamı tehdit eden ve rehinelerin olduğu durumlarda gelişir. Bu tip sendromun gelişimini etkilediği tespit edilen bazı faktörler şunlardır:
• Rehin alınan kişinin kişilik tipi ve kişisel geçmişi;
• Patron veya ebeveynler gibi otorite figürleri tarafından onaylanma ihtiyacı;
• Kurbanın adam kaçıranla geçirdiği süre.
• Stockholm sendromunun özellikleri, bilinçaltının verdiği bir tepkiden kaynaklanır ve ortaya çıkmalarının gerçek sebebini tespit etmek mümkün değildir. Örneğin geçmişte taciz edici ilişkiler ve cinsel istismar gibi travmatik bir deneyim yaşayanların bu sendromu geliştirmeye daha yatkın olduğuna inanılmaktadır.
Tedavi Seçenekleri
Stockholm sendromu için spesifik bir tedavi yoktur. Bununla birlikte, psikoterapinin mağdura sunulması önemlidir, çünkü bu, sendromun gelişmesine yol açan olası faktörü belirlemeye yardımcı olabilir ve kişinin travmayı aşmasına yardımcı olabilir.