Hepimiz zaman zaman hayatımızın mutlaka belirli bir noktasında anksiyete, depresyon ya da stres gibi duygusal sıkıntıları yaşamışızdır. Birçoğumuz için bu duygular kısa sürelidir ve yaşam kalitemizi çok fazla düşürmez. Ancak bazıları için olumsuz duygular derin bir umutsuzluğa yol açar. Uzun süreli umutsuzluk ise kişileri hayatın anlamını sorgulamaya sürüklüyor. Bu durum varoluşsal depresyon olarak tanımlanıyor. Hayatın en büyük sorularına çoğu zaman cevap bulamayız, bazen bu düşünceler ve sorgulamalar günlük hayatta hat safaya çıkar fakat yine de merak etmek ve sormak insan olarak doğamızda olduğundan sorular sormaya devam ederiz. Hayatınızda anlam ve amaç aramak oldukça normal bir durumdur. Varoluşsal depresyonda temel sorun; sorulara tatmin edici cevaplar bulamamaktır. Bazı insanlar için cevap eksikliği, hayal kırıklığına ve mutsuzluğa neden olur. Fakat mutsuz hissetmek her zaman varoluşsal bir krizden geçtiğiniz anlamına gelmez. Bu duygular, yaşamda anlam bulma ihtiyacıyla birlikte bir krize dönüşür. Peki varoluşsal depresyon nedir, varoluşsal krizin nedenleri nedir? Fakat tüm cevaplara geçmeden önce bu yazıyı yazmadan önce çok sevdiğim bir şarkı aklıma geldi, bilenleriniz vardır ama bilmeyenleriniz varsa ilk başta dinleyip sonra Varoluşsal depresyonla ilgili tüm cevapları okumaya devam edebilir.
https://www.youtube.com/watch?v=Qq50Dtk5KxA
Varoluşsal depresyonun nedenleri nelerdir?
Günlük hayatta yaşadığımız stres ve kaygı her zaman varoluşsal depresyona yol açmaz. Bu tür bir kriz; çoğu zaman travma ve ölüm gibi önemli bir olaydan sonra ortaya çıkar. Varoluşsal depresyonun en sık karşılaşılan nedenleri şu şekildedir:
- Suçluluk duygusu
- Sevilen bir kişinin ölmesi ya da ölümden dönmesi (ölümle yüzleşmek)
- Sosyal hayatta yalnız olmak
- Kendinden memnuniyetsizlik
- İnsanlar neden acı çekiyor?
- Ölümden sonra ne olur?
- Hayatın anlamı nedir?
- Ya asla aşkı bulamazsam o zaman ne olur?
- Neden gelir adaletsizliği çok derin?
Belirti ve bulgular nelerdir?
İnsanların; travma, kayıp, inanç krizi veya hayatı değiştiren başka bir olay yaşadıktan sonra dünyadaki yerini ve varlığını sorgulaması oldukça yaygın bir durumdur. Varoluşsal sorgulama genellikle dört ana konuya odaklanır:
- Ölüm olgusu ve sonrasında yaşananlar
- Evrenin büyüklüğü
- İnsan ilişkileri
- Yaşadığınız hayatın anlamı
- Hayatın anlamını saplantı derecesinde düşünme
- Varoluşsal soruları cevaplayamamanın getirdiği umutsuzluk
- Toplumun kaderi ya da genel olarak dünya hakkında umutsuzluk
- Ölüm korkusu
- Çaresizlik hissi
- Dünyanın adaletsiz bir yer olduğunu düşünmek
- Hayattan daha fazlasını istemek
- Kişisel ilişkilerinizde kopukluk
- Güzel olan şeylerin önünde sonunda biteceği düşüncesi
- Hobilere duyulan ilginin azalması
- Yaptığınız hiçbir şeyin fark yaratmayacağı inancı
- Motivasyon kaybı
Varoluşsal depresyon üstün zekalı insanları daha çok etkiliyor
Bazı araştırmacılar ve psikologlar; varoluşsal depresyonun üstün zekalı ve yetenekli insanlarda daha sık görüldüğünü öne sürüyor. Sanatçıların, bilim insanlarının, entelektüellerin ve hassas insanların daha fazla varoluşsal depresyona girdiği düşünülüyor. Ancak daha fazla ifadesi mutlaka bu kategorideki insanlara indirgenmemeli. Herkes depresyon yaşayabilir. Bu anlamda hayatın derin anlamını düşünmek için üstün zekalı olmanıza gerek yoktur.
Varoluşsal depresyonla nasıl başa çıkılır?
Kendi anlamınızı yaratın
Hiç kuşkusuz hayatta olan her şeyi kontrol edemezsiniz. Sizin kontrolünüz dışında sayısız olay olur. Fakat bir amaç edinmek istiyorsanız hayatınızda büyük ya da küçük bazı değişiklikler yapmalısınız:- Sevdiklerinizi kaybetmekten korkuyorsanız, onları ne kadar önemsediğinizi her fırsatta dile getirin ve birlikte geçirdiğiniz zamanın tadını sonuna kadar çıkarın.
- Dünyaya katkınız olmadığını düşünüyorsanız sahip olduğunuz şeyleri paylaşmaya başlayın: Zaman, enerji, nezaket, şefkat… Bir komşunuza yardımcı olmak, sivil toplum kuruluşunda gönüllü olmak ya da bir arkadaşınızın sıkıntısını dinlemek gibi küçük görünen eylemler çok büyük etkiye sahiptir.
- Hayatınızda anlam bulmakta zorlanıyorsanız kişisel değerinizi (yaratıcılık, dürüstlük, empati, merak…) keşfetmek için kendinize zaman ayırın.
Duygularınızı sevdiklerinizle paylaşın
Sevdiğiniz insanlarla duygusal sıkıntılarınız hakkında konuşmak, o sıkıntının kaynağı ne olursa olsun çoğu zaman fayda sağlar. Sevdiğiniz kişiler için ne kadar önemli olduğunuzu görmek, kendi hayatınızın anlamını bulmanıza yardımcı olabilir. İyi ama benim konuşacak kimsem yok mu diyorsunuz. O zaman bir terapiste başvurarak hemen konuşmaya başlayın.