Yaşam

Çocuklara “Hayır” Demek

Çocukların en büyük zaaflarından birisi de, “Evet” ile başlayıp, “Hayır” ile devam eden cümlelerin altında yer alan olumlu duygulardır. Anne ve babanın en çok zorlandıkları konulardan birisi, çocuklarına kural koymaktır. Kural koymanın belli başlı zamanları vardır, bu dürtüye geç kalınmışsa “hayır” kelimesinin pek bir anlamı kalmayacaktır. Bu kurallar üç zamana ayrılır; Davranış öncesi, davranış esnası ve davranış sonrası. En önemlisi de, davranış öncesi kuralıdır. Çünkü çocuk, etkinlikten ve oyundan önce sınırlarını bilirse, davranışına da bir o kadar dikkat edecektir. Davranış esnası kuralları ise, o an belli olan, çocuğun kabullenebileceği kurallardır. Davranış sonrası kurala gelecek olursak eğer, çocuk yaşamış olduğu sorunların çözümüne yönelik sorumluluklarını almalıdır.

Ailenin kural koyma konusunda en büyük hataları; çocuğun yapmış olduğu hatanın veya olayın sonradan kendiliğinden geçeceğine inanmaları ve bu doğrultuda beklentilerini üst seviyede tutmalarıdır. Bu durumda ebeveynler bu olayları çoğunlukla görmezden gelirler, ilk etapta üstlerine düşmedikleri ve davranışın kendiliğinden söneceklerine inandıkları için, ne yazık ki ebeveynler bu tutumu çok kullanırlar.

Peki Çocuklara Ne Zaman “Hayır” Denilmeli?

Sınırlarınızı aşan ve tahammül seviyenizin düştüğü durumlarda, davranışların öncesinde “Hayır” kelimesinin kullanılması normaldir. “Hayır” demek bir ceza değildir, çocuğunuza öncelikle bunu anlatabilmelisiniz. Çocuklarınıza “hayır” demeden önce, neden bu kelimeyi kullanmanız gerektiğini çocuğunuza anlatmalısınız. Ve en önemlisi, son seçenek olarak bu kelimeyi kullanmalısınız. Önce çocuğunuz ile konuşmalı, davranışını pekiştirmeden başka yollarla ilgi alanı dağıtmalısınız. Eğer bu işe yaramazsa, “hayır” kelimesini rahatlıkla kullanabilirsiniz. O sebeple dikkat etmelisiniz ki, her istediğiniz an bu kelimeyi kullanmamalısınız. Her şeyin olduğu gibi, “hayır” kelimesinin de bir zamanı vardır. Bu zamanı iyi ayarlayabilirseniz, çocuğunuz sizi anlayabilecektir. Sizin cümleleriniz ve fikirlerinin onun için değerli olacaktır ve durumun farkına varacaktır. Örneğin; yemeğini kendi başına yiyen bir çocuk düşünelim. Okul öncesi çağında olan bir çocuk olabilir. Üzerine bir kaşık yemeği döktü diye, “Hayır sen kendin yiyemezsin, hayır üstüne dökme, hayır kaşığını o kadar doldurma” vb. gibi olumsuz dönütlerle çocuklarınıza yanaşmamalısınız. Çünkü çocuğunuz o an kendisini size kanıtlamaya çalışırken, siz etrafın kirlenebileceği kuşkusuyla çocuğunuzun özgürlüğünü kısıtlamış oluyorsunuz. Bu tutum çocuğunuzun kendine özgüvenini düşüreceği gibi, daima kendisini bebek hissetmesine sebep olacaktır. O nedenle yargılayıcı tutumlar yerine, destekleyici tutumlar kullanmalıyız. Bu sayede çocuk kendine inanır ve günden güne de kendisini geliştirir.

Ebeveynler “Hayır” Derken Nelere Dikkat Etmeli?

· Çocuklarınızı aşırı kontrol ederseniz, kendi fikirlerini dışarıya çıkartmalarını engellemiş olursunuz. Yapmanız gereken en önemli şey, çocuğunuzun isteklerini öğrenmeniz gerektiğidir. Çocuklarınızla sık sık oyun oynamalı, onların iç dünyasıyla iletişim kurabilmelisiniz. Çünkü çocuğunuz kendisini size ifade etmekte zorluk çekiyorsa, oyunla birlikte bu zorluğu en aza indirecektir. Dolayısıyla çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini anlamanız da kolaylaşacaktır.

· Bir diğer durum ise, emir konusudur. Çocuklarınıza emir vermemelisiniz. Onlardan bir şey isterken veya iletişim halindeyken, düşüncelerinizi tartmalı ve sonra hecelere dökmelisiniz. Yapılması gereken davranışı direkt olarak değil de, seçenekler yoluyla çocuğunuza aktarmalısınız. Bu sayede, çocuk kendi kararını kendi vereceği gibi, benliğine de saygısını artırmış olacaktır.

· Ne olursa olsun çocuğunuz sizin bir parçanızdır. Çabuk sinirlenip, hızlıca öfkelenmeyin. Öfkenize hâkim olamayacağınızı düşünüyorsanız eğer, ortamdan uzaklaşmalısınız. Çünkü vereceğiniz tepki, alacağınız yıkımla ölçüşemeyecektir. Pişman olacağınız direktiflerden ve davranışlardan kaçınmalısınız.

· Çocuklarınız sizler gibi her an duygularını değiştiremeyebilir. Sinirlendiklerinde, öfkelendiklerinde onlara zaman vermelisiniz. Size tepki gösterip odadan çıktıklarında hemen arkalarından gitmeyin. Bırakın biraz zaman geçsin. Çocuğunuzun olayları düşünebilmesi için ona bu imkânı sağlayın. Daha sonrasında yanına gidip konuşabilir ve duygularınızı aktarabilirsiniz.

· Çocuğunuzu izleyin. İzledikten sonra da yorumlayın. Sürekli etrafa zarar veriyor, bunları da ailesinin gözü önünde yapıyorsa bir düşünün. Ya annesine üzülüyordur ya da babasına. Belki ailesinde birinin sağlık sorunu vardır. Ya da çok sevdiği birisi iyi değildir. Çocuk da öfkesini bu şekilde dışa vuruyordur. İzlemeden ve hissetmeden anlayamazsınız. Çocuğunuzun bu davranışının sebebini kendinizde ve ailenizde aramalısınız.

· Çocuklarınıza “hayır” demeden önce sevginizi aktarmalısınız. Sizi kızgın ve öfkeli görmemeliler. Bu onların bilinçaltında pek de iyi sonuçlara yol açmaz. Sevgi ile “hayır” demek vardır, öfke ile “hayır” demek vardır. İkisinin arasını çok iyi ayarlamanız gerekir.

· Çocuğunuza “hayır” dediğiniz şeylere, yaşamınızda ne kadar yer verdiğinize bakın. Çocuğunuzun yapmasını istemediğiniz şeyleri siz yapıyorsanız, sonrasında da çocuğunuza yapmamasını tekrar tekrar söylüyorsanız ne kadar inandırıcı olabilirsiniz ki? O nedenle önce kendinizi değiştirmeli, kendi hareketlerinizi gözden geçirmelisiniz.

· Bir dikkat etmeniz gereken konu ise, siz “hayır” dedikçe, çocuğunuz o davranışı sürekli yapmaya devam edebilir. Bu durum belli bir süre sonra inatla birleşir ve çocuk inadına o davranışı gerçekleştirir ve ilgisini artırabilir. Sabırla “hayır”ınızı tekrarlayabilirseniz amacınıza ulaşmış olursunuz. Hem “hayır” dediğiniz şey yapılmamış olur hem de çocuğunuz sizin net tavrınız karşısında durmayı, davranışlarını ayarlamayı öğrenir. Bu sayede kararlı bir ebeveyn olduğunuza karar kılmaya başlar.

· Son olarak da, eğer çocuğunuza “hayır” diyecekseniz, yaptığı şeyden memnun değilseniz, bu kelime tek başına asla yeterli olmayacaktır. Çocuğunuzu başka bir aktiviteye ve olaya yönlendirmeniz gerekmektedir. Üstelik bunu yaparken, siz de ona destek olmalısınız. Çocuğunuzu yaptığı aktivitede tek bırakmamalısınız. Söylediğiniz kelimeye karşılık, yanında olduğunuzu hissettirmelisiniz. Beraber boyama yapabilirsiniz, kitap çalışması yapabilirsiniz, temizlik yapabilirsiniz vb. gibi.

İlk başlarda bu kelime çocuğa çok sert ve otoriter bir kelime olarak gelebilir. Lakin bu kelimeyi asla tek başına kullanmamalısınız. Beraberinde örneklerde verildiği gibi destekleyerek kullandığınız zaman, çocuk ilgi alanını kolaylıkla değiştirip, yaptığı davranışı hızlıca bırakacaktır. Sınırını bilen, kurallara uyan çocuk, ailenin daha verimli bir hayat sürmesini sağlayacaktır. Bu da çocukta duygusal bağlamda birden fazla duyguyu aktive edecek olup, çocuğun her şeyden önemlisi; aileyi, insanları, doğayı ve hayvanları sevmesini sağlayacaktır.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi