Farkında olmadan, hatta uzun süre sebebini bilmeden bilinçaltımızın bize sürekli hatırlattığı bir duygudur 'cinsiyet ayrımcılığı'. En kötüsü de, bizler bunu çocuklarımızın yanında yapıyoruz ve çocuklarımıza hissettiriyoruz. Dediğim gibi, istemeden de olsa buna sürükleniyoruz. Çünkü beynimiz bize o sinyali veriyor.
Bu durum, özellikle erken çocukluk döneminde yaşanmaktadır. Biz bu durumu nasıl istemeden meydana getiriyoruz? Çocuklarımızın bilinçaltını nasıl etkiliyoruz? Hep beraber öğrenelim. İlk olarak, kız çocukları bebeklerle, evcilik eşyalarıyla oynar diye onlara hep o oyuncakları alıyoruz. Erkek çocuklarına ise, erkek oldukları için ve hep erkek adam diye seslendiğimiz için arabalar, makineler gibi oyuncaklar alıyoruz. Sonrasında ise durum hiç tahmin etmediğiniz bir boyuta giriyor. Kız çocuğunuz sırf kız diye, sürekli pembe, kırmızı renkli elbiseler alıyoruz. Erkek çocuklarına ise, siyah, mavi rengi tercih ediyoruz. Yani aslında çocuklarımıza şunu söylüyoruz ve hayal güçlerinde bu duyguları yaşamalarını istiyoruz; "Sen kız çocuğusun, bebeklerle oynaman lazım ve pembe giysiler giymen lazım." Diğer bir yandan ise;"Sen erkek çocuğusun. Erkek çocukları arabayla oynar ve koyu renkler giyerler." gibi. Bu şartlandırmaları biz çocuklarımızın zihinlerine işliyoruz ve çocuklarımız bir süre sonra diğer renkleri ve oyuncakları asla tercih etmiyorlar. Örneğin, size okulda sık sık yaşadığım bir olayı anlatayım. Resim kağıdı verir vermez öğrencilerim hemen cinsiyetlerine göre renkleri seçmek istiyorlar. Pembe rengi kalem kutusunda gören erkek öğrencim, "bu kızlar için, ben bu rengi sevmem ve istemem" demişti. Bu döngü tam olarak da sizlere anlatmak istediğim olay aslında. Halbuki, bizler okula çocuklarımızı sosyalleşmeleri ve her türlü oyuncakla oynayabilmeleri için gönderiyoruz. Cinsiyetlerine göre tercihler yapıp, tek düz seçeneklerle günlerini geçirmelerini elbette istemiyoruz. Lakin ne yazık ki gidişhat böyle, çünkü bunu en başında bizler kodluyoruz. Sonrasında ise kızlar kızlarla, erkekler de erkeklerle oynuyorlar. Üç tane kız öğrencim yan yana geldiğinde, aralarına bir erkek yaklaştığında onları dışlamaya başlıyorlar. Peki neden? Çünkü sadece ama sadece kendilerinden farklı, zevklerinden uyumsuz ve oyuncak seçimleri kendileriyle uymadıkları için.
Peki biz bu durumu başta yapıp, sonrasında ise nasıl çözüme kavuşturabiliriz? Çocuklarımızı karşı cinsiyetle sosyalleştirmeyi nasıl sağlayabiliriz? Elbette empati yaparak. Kendinizin bu durumda ne kadar büyük birer koz olduğunuzu asla aklınızdan çıkartmamalısınız. Çünkü siz kadın, eşleriniz ise birer erkektir. Çocuğunuza önce bu karşı cinsiyeti kendinizden örneklendirerek aktarabilirsiniz. Eşinizin sizinle aynı cinsiyette olmamasına rağmen, ona gösterdiğiniz saygıyı, birlikte yaptığınız aktiviteleri çocuğunuza göstermelisiniz.
Çocuğunuzun da o ailenin bir parçası olduğunu ve bu eşitliğin her zaman var olduğunu bilmesi gerekir. Bunu öğretebilmek de sizlerin elinde. Yapabileceğinizi biliyorum. Dediğim gibi bunu istemeden ve sonuçlarını düşünmeden yapıyoruz. Bir zaman sonra okulda da yaşanan farklılıkları elbette öğreneceksiniz. Bir şeylerin ters gittiğini anlayacaksınız. İşte o duruma hiç düşmeden bu sorunu çözmeniz gerekmektedir. Çocuğunuzun bir kardeşi var ise ve onun cinsiyeti farklı ise işiniz biraz daha kolay ama duygusal anlamda zor. Çünkü bu potansiyelde kıskançlık da görülebilir. İki duyguyla baş edebilmek daha zor olacaktır. O sebeple adımlarınıza çok, çok dikkat etmeli ve çocuğunuzu daima duygularınızın önünde tutmalı ve onu her daim anlayabilmelisiniz.
"Ben seni anlıyorum, senin neler düşünebildiğini hissedebiliyorum", bunlar çok güçlü cümleler. Çocuğunuzun daima yanında olduğunuzu ve onu anlayabildiğinizi göstermeniz, sürekli sizin avantajınız olacaktır. Çocuğunuz sadece sizden ilgi ve sevgi bekliyor. Bunu da unutmamalısınız.
Okul için konuşacak olursak eğer, cinsiyet ayrımında en çok dikkat etmeniz gereken nokta birlik beraberliktir. Çocuğunuza kendisinden başkalarının da ne kadar değerli ve onların da ailelerinin olduğunu anlatmalısınız. Onlarla oynamadığı zamanlarda arkadaşlarının neler hissedebileceğini, tek kalmanın ve dışlanmanın ne kadar kötü bir duygu olduğunu, sizin çocuğunuza asla böyle davranmadığınızı ve başkalarının da böyle davranmasının iyi bir tutum olmadığını anlatmalısınız. Çocuğunuz eminim ki sizleri anlayacaktır. Erken çocukluk dönemi de tam bunun için vardır. Çocukların sosyalleşmeleri ve birbirlerine zaman içerisinde uyum göstermelerini ve bir bütün olarak birden fazla işi başarabilmelerini amaçlamaktadır bu dönem. Dolayısıyla, çocuklarınıza ayrımcılık kelimesini kullanmadan nasıl bir bütün olunmalı bunu aktarmalısınız. Zaman içerisinde o da bu duruma alışacaktır. Arkadaşlarıyla kaynaşacak ve diğer oyuncaklarla da oynayacaktır. Bu dönemde onunla alay etmemeli, başka renkleri tercih ettiği için onları eleştirmemelisiniz.