Yaşam

Çocuklarda Kıyaslamanın Etkileri

Çocukların en büyük dünyaları, kendi hikayelerinde olduklarını hissettikleri anlardır. Lakin kimi zaman ebeveynlerinden başka çocuklarla ilgili cümleler duyarlar. Bu cümleler onları olumsuz yönde etkilemekle kalmaz, kendi hikayelerinden de soyutlamaya başlar. Ve bir çocuk için, hayalleri olan bir çocuk için, yapılabilecek en büyük hatalardan birisidir bu durum.

Geniş bir açıdan bakacak olursak, olaya iyimser yönde yaklaşalım. Ebeveynler ne olursa olsun çocuklarının iyiliklerini isterler. Daha çok çalışmalarını, çalışmalarında da daha da başarılı birer birey olmalarını ister ve umut eder. Lakin fazla istek, fazla baskı barındırır. Çocuklar baskıyla değil, sevgiyle büyür. Çoğu zaman bu baskıların altında da mukayese durumu yatmaktadır. Ebeveyn dediklerini fark etmez ama çocuk o cümleyi bilinçaltına yerleştirir ve ailesine karşı farklı düşünceler içerisine girer. Bu düşüncelerin içerisinde yetersizlik, özgüven eksikliği, başaramama duyguları bulunur. Çocuklarımızın daha iyi olmalarını istememiz hata değildir, lakin bunu isterken çocuğumuzun yetersizmiş gibi görünmesini hissettirmemiz büyük bir hatadır. Çocuğunuza bunu uygun bir dille ifade edebilir ve daha iyi olmasını istediğinizi aktarabilirsiniz. Bunun yerine, "Ahmet'in dersleri daha iyiymiş." veya "Zeynep her gün ders çalışıyor ama sen çalışmıyorsun", gibi olumsuz yargılar çocuğunuzda negatif tepkiler yaratacağından, kullanmamanız gereken cümleleri çocuğunuza söylemiş oluyorsunuz. Çocuğunuzun başarılı olması veya olmaması bir problem olarak algılanmamalıdır. Problem, yetersiz ilgi veya çok baskılı durumlarda çocuğunuza maruz bıraktığınız eylemlerdir. 

Erken çocukluk döneminde çocuklar, kendilerine yüksek ego ve özgüven verilmesiyle kendilerini ifade etmekten hoşlanırlar. İçe kapanık ve sevgi eksikliği ile büyüyen çocuklar, hayal güçlerini kullanamazlar ve oldukça fazla yalnızlık duygusuyla baş başa kalırlar. Daha bu dönemden başlayan kıyaslama cümleleri, çocuğunuzun beyninde hep olumsuz etkilere yol açacaktır. Çocuğunuz hayal kurmak yerine bireysel takılmaya başlayacak ve bu durumdan memnun olacaktır. Yapmanız gereken çocuğunuza bu duyguyu alışkanlık haline getirmek değil, hayal gücünü kullanma çağındayken onu başkalarıyla kıyaslamamanızdır. 

Çocuklar dengedir, sevgidir, eşitliktir. Hiçbir çocuk diğerinden üstün veya alçakta değildir. Her çocuk farklıdır ve farklı gelişim özellikleri vardır. Kimi çocukların algısı çok iyiyken, kimi çocukların algısal problemleri vardır. Bir çocuk bir bilgiyi ilk duyduğunda öğrenebilirken, diğer çocuk o bilgiyi üçüncü tekrarda kavrayabilir. Bunlar oldukça doğaldır. Kimi çocukların görsel zekası, kimilerinin de işitsel zekası yüksektir. Çocuğunuzun algısının ne yönde iyi olduğunu bilmelisiniz, ona göre eğitimini aldırmalı veya vermelisiniz. 

Örneğin çocuğunuz sizi dinlerken söylediklerinizi öğrenemiyor olabilir. Sayılardan örneklendirme yapacak olursak eğer, "Bak kızım, oğlum. Elimle gösterdiğim sayı 1 sayısıdır." Bu cümlede hiçbir hata yok, öğrenmede güçlük durumu da yok. Lakin çocuğunuz sadece parmağınıza konsantre olduğu için bu sayıyı öğrenememiş olabilir. Bu normal bir durumdur. Bir kağıda 1 sayısını çizin ya da internetten 1 sayısının görselini bulup çocuğunuza gösterin. O zaman çocuğunuz o sayının 1 olduğunu anlamış ve öğrenmiş olacaktır. Kimi çocuk söylediğim örneğin ilk başını ilk anda öğrenirken, kimisi de görsel anlamda daha iyi öğrenmiş olabilir. Demek istediğim nokta da tam olarak bu. Çocuğunuzun hangi zekasının bilgiyi anlama ve aktarmada iyi olduğunu bulmak sizin elinizde. Çocuğunuzun öğrenme şekline göre anlatmanız gereken durumları vermeye çalışırsanız bu kıyaslama olayı hiç doğmamış ve ortada bir sorun kalmamış olacaktır. Kıyaslama yapmanız demek, çocuğunuzun diğer çocukları kıskanması demektir. Hatta bu kıskançlık ileri boyutlarda sorunlara da yol açabilir. Çocuğunuz o arkadaşını hiç sevmek istemez, görmek istemez, görmek istemediği için okula da gitmek istemez. Bu döngü bu şekilde gitmeye devam eder. Döngüyü hiç oluşturmamak sizin elinizdedir. Çünkü çocuğunuz kıyaslanmak için sizin çocuğunuz olmadı, farklılıklarıyla sizin çocuğunuz oldu. Abisi varsa abisiyle, ablası varsa ablasıyla kıyaslamanız normal olmayan durumlardandır. Çocuğunuzun bu kıyaslama cümlelerini duyma durumu bile fazlasıyla başka bir olaydır. Dolayısıyla çocuğunuz kardeşlerini de kıskanmaya başlayacaktır. Ki bu da eminim, sizin asla istemeyeceğiniz bir durumdur.

Hayat, çocuklarınızı başka çocuklarla kıyaslama yapmayacağınız kadar kısadır. Çocuğunuzla güzel anılar biriktirmeli ve her anında onunla gurur duyup yanında olduğunuzu hissettirmelisiniz. Çocuğunuz özgüveni yüksek olan bir birey olarak yetiştirilmeli ve başkalarıyla mukayese edilmediğini bilerek, özel olduğunu hissetmeli ve bu bağlam da size de değer vermelidir. Çünkü çocuklar değeri de hisseder, sevgiyi de. Sevgiyle büyüyen çocuklar bir adım önde olurlar, onları geride bırakmamalısınız.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi