Para, erken çocukluk döneminde hafife almayacağınız kadar önem teşkil etmektedir. Çünkü çocuklar bu dönemde, kendilerine ait olan parayla ne kadar yüce olduklarını ve her şeyi yapabileceklerini düşünürler. Dolayısıyla kendilerini yaşıtlarından üstün görürler ve onlarda iletişime geçmek istemezler.
Hiç unutmuyorum. Bir gün bir öğrencim okula para getirmişti. Tüm arkadaşlarını da etrafına toplamış, getirdiği parayı gösteriyordu. İçlerinden birtanesi paraya dokunabilmeyi istedi. Getiren öğrencim ise çok kaba bir şekilde bu isteği reddetti. "Sen benim parama dokunamazsın, bu babamın parası ve asla izin vermez. Biz çok zenginiz. Sizin evde para yok ama bizim evde var", dedi. Sonrasında ise öğrencim oturup ağlamaya başladı. Neden biz zengin değiliz, neden bizim paramız yok?, diye. Halbuki asıl konu zenginlik veya fakirlik değil. Çocuğun o maddeyi okul ortamına taşımasıydı. Peki ben ne yaptım? Velimi arayarak bir daha öğrencimin okula para getirmemesi gerektiğinden bahsettim. Veli de bana, haberinin olmadığını ve kızının gizli gizli aldığını söyledi. İşin içinden çıkamayacağımı anladığım için telefonu kapattım ve öğrencilerimle bir konuşma yaptım, yapmam gerekiyordu. Beni anlamış olmalılardı ki birdaha sınıfımıza para getiren olmadı. Öte yandan, getiren öğrencim de yaptığının farkında olmuş ve arkadaşlarıyla iletişimine daha da dikkat eder olmuştu.
Çocuklarımızı para ile tanıştırmamalıyız. Çünkü, az önce de verdiğim örnekteki gibi kendilerini arkadaşlarından daha yüce ve üstün hissedebilirler. Paranın gücünün potansiyelinin farkına varamadıkları için soyut ve bilinçaltı bakımından kendilerini yenilmez ve dokunulmaz hissederler. Henüz yeni yeni oluşan kişiliklerini zedelemiş olmakla kalmayıp, diğer arkadaşlarının üzülmelerine sebep olurlar. Dolayısıyla çocuklar parayı elbette bilmeli, lakin kullanmanın gerekliliklerini hissetmemeliler. Çocukların bilişsel gelişiminde para yer etmemelidir. Bunun yerine oyunlar, okul, sınıf, öğretmen ve arkadaşlık ilişkileri yer almalıdır. Çocuğunuz para ile bunları yapabileceğini düşünmemelidir. Fiziksel olarak da, "Ben büyüdüğümde ne istersem olur", algısına hiçbir zaman kapılmamalıdır.
Lakin, yapabileceğiniz bir şey elbette var. Çocuğunuzu paranın yönetmesi yerine, parayı çocuğunuzun yönetmesini sağlayabilirsiniz. Peki nasıl? Örneğin bir kumbaranız olabilir. Bu kumbaraya belirli aralıklarla birlikte para koyabilir ve sonunda da çocuğunuzun istediği bir şeyi alabilirsiniz. Bu durumda çocuğunuz hiç paraya dokunmamış olur, kumbaranın yalnızca bir araçtan ibaret olduğunu betimlendirir. Diğer bir yandan parayla sürekli temas eden çocukların istekleri bitmeyecek ve her seferinde daha fazlasını isteyeceklerdir. Çocuklarınız duygularıyla çocuklardır. Duygusal zekalarına önem vermelisiniz. Böyle bir durum yaşıyorsanız bile, çocuğunuzu incitmeyecek şekilde öne geçmenin yollarına baş vurmalısınız.
Örneğin çocuğunuz bir oyuncağı veya bir yiyeceği istedi. Lakin siz "paramız yok", diyerek bu isteği geri çevirdiniz. Sonucunda nelerin olacağını tahmin etmeden aslında çok büyük bir yanlışa sebep olduğunuzun farkında değilsiniz. Çünkü bu cümle çok tehlikeli bir cümledir. Özellikle de empati kuramayan çocuklar için. Bu cümlenin sonucunda ise çocuğunuz hiç beklenmedik bir davranış ortaya çıkarabilir. Hiç haberinizin olmadığı bir anda ortalıktan cüzdanınız yok olabilir. Peki bunun sorumlusu gerçekten çocuğunuz mu? Yoksa sizler misiniz? Böyle bir durumla karşılaşınca neler yapmanız gerekmektedir? Çocuğunuza kızmalı mısınız? Onu azarlamalı ve bu davranışını yasaklamalı mısınız? Elbette hayır.
Yapmanız gereken tek şey, çocuğunuzu karşınıza alarak yaptığı davranışın iyi insanların yaptığı bir davranış olmadığından bahsetmek olacaktır. Çocuğunuzun hayal gücüne inip bu duyguyu onun yaşamasını sağlamalısınız. Bir oyuncağını kullanabilirsiniz, okul çantasını kullanabilirsiniz. Kendisine ait özel bir eşyanın ortalıktan kaybolduğunu anlamasını ve sonucunda yaşayacağı hayal kırıklığının etkilerinden bahsedebilirsiniz. Yani, kızmak ve bağırmak yerine, ona ceza vermek yerine onunla konuşabilmeli ve onun gerçek bir birey gibi hissetmesini sağlayabilirsiniz. Eminim ki etkili iletişiminizin ardından bu davranışı bir daha yapmayacaktır. Ancak siz de bundan sonra cümlelerine dikkat etmelisiniz. Paraya her an sahip olunamayacağını, paranın hayatımızdaki yerini ve gerektiği alanlar hakkındaki bilgilerinizi, çocuğunuzun anlayacağı tarzda ona sunabilmelisiniz. Bu sebeple çalıştığınızı, çocuğunuzun mutluluğu için hayatınızdaki yerini yeniden ele almalı ve çocuğunuza davranışından ötürü bir kısıtlama yapmamalısınız.
Her çocuk er ya da geç parayı tanıyacak. Ama sahip olmaması gereken yaşlarda onlardan uzak tutmalı ve bu durumu da onlara yansıtabilmelisiniz. Sınırlarınızın farkında olarak, çocuğunuzun da sınırlarına saygı duyarak bu dönemin üstesinden rahatlıkla gelebilirsiniz.