Kelimelerin Hikayesi

İğne İle Kuyu Kazmak: Kelimelerin Hikayesi

Kullandığımız deyimlerin genellikle niyetini biliyoruz ama neye istinaden söylendikleri hakkında pek bilgimiz yok, hatta içinde yatan hikayelerinden bile bihaberimiz. "Acaba bu deyim nerden çıktı" diye düşünürken, kökenindeki hikayeleri tahmin etmeye çalışıyor, hayal gücümüzde kurgular yaratıyoruz. Elbette, bir deyimin üremesine vesile olan, tarihin tanıklık ettiği olaylar, bugünün aklıyla bazen imgelemekte zorluk yaşıyoruz, hatta masalsı hikayeleriyle insanı çok şaşırtıyor. Bazen de aklımızda imgelediğimiz hikayelerin haricinde bambaşka bir deyim ortaya çıkıyor. İşte onlardan biri de, zor ve emek isteyen bir işi sabırla tamamlamaya çalıştığımızda kullandığımız "İğne ile kuyu kazmak" deyiminin hikayesi... Haydi o zaman zaman makinemize atlayıp, 16. ve 17.yüzyıla doğru rotamızı çevirelim.

Hikayemizin baş kahramanları tapınak şövalyeleri... Tapınak şövalyeleri 1119'ta çok güçlü bir askeri hareket olarak oldukça başarılı bir şekilde ilerlemiştir, fakat belli bir zaman sonra işler sarpa sarmaya başlıyor. Bu noktada ciddi bir yok edilme tehlikesine maruz kalan Tapınak Şövalyeleri'nin çok daha güçlü bir geri dönüş yapmışlardır. Masonluktan Fransız Devrimi'ne kadar uzanan bu ilginç hikaye ise şu şekilde başlıyor: Tapınak şövalyeleri 16. yüzyılda çok güçlü olmalarına rağmen maalesef eski güçlerini kaybetmeye başlamışlar. 1643-1715 yılları arasında hüküm sürerek Fransa'nın en uzun süre (72 yıl) tahtta kalan kralı 14. Louis bu durumdan faydalanmış ve o dönem güçlerini artık kaybeden tüm tapınak şövalyelerini askerlerine emir vererek esir almış ve zindana attırmış.

Şövalyeler atılan bu zindanda oldukça çok zor günler yaşıyor bazen günlerce hatta haftalarca aç kalmaya mahkum ediliyor ve o arada da kaçmanın yollarını arıyorlarmış. Tapınak şövalyelerinin hepsinin kıyafetlerinde görünmeyen ama kıyafetlerinin bir arada tutmasını sağlayan iğneler bulunurmuş. Yine yaşanılan bu zor günlerin birinde, günlerce düşünülmesine rağmen bir yol bulamayan ama o gün zindandaki şövalyelerden birinin aklına hemen bir fikir geliyor ve arkadaşlarına fikrini anlatıyor, o fikir de: Kıyafetinin değişik yerlerindeki 17 tane iğneyle kuyu kazmaya başlamak...

Arkadaşları ilk başta bu fikri en başta imkansız olarak görse de, zindandan kaçmanın en mantıklı yolu bu olur diye başlamışlar çalışmalara başlamaya... Her gün birisi sırayla çalışmaya başlamış, fakat küçücük iğnelerle ancak yıllar sonra bir metrelik bir delik kazabilmişler... Tabii kazma işlemini yaparken iğnelerin bir çoğu da kırılmış... Tapınak şövalyeleri kırılan iğnelere rağmen pes etmemişler ve son aşaması kalmış kurtulmaları için o da yukarı doğru kazmaları gerekiyormuş.

İğnelerle yukarı doğru kazma işlemini yaparken de tekmeleye tekmeleye başarmışlar ve nihayet tünel tamamlanmış. Fakat tüneli tamamladık diye sevinirken şövalyeler çok ciddi bir sorunla karşılaşmışlar. Açtıkları kuyu Fransa askerlerinin kışlasına çıkıyormuş. Şövalyeler yukarı çıkınca Fransız askerleri onları tek tek öldürmüşler... Öldürmüşler fakat; Fransız askerleri de Tapınak şövalyelerin bu başarısına oldukça hayran kalmışlar.

İşte günümüzde de başarılması imkansız derecede zor olan işlere kullandığımız "İğne ile kuyu kazmak" deyiminin hikayesi de bu şekilde ortaya çıkmıştır. Umarım bu hikayeyi benim anlatımımla beğenmişsinizdir ?.

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi