Havlıcan zencefilgiller ailesinden, çok yıllık, ıtırlı, güzel çiçekli bir bitkidir. Görünüşü zencefile benzese de tadı daha acımsıdır.
Alpinol ve alpinin gibi maddeler içeren havlıcan, özellikle romatizma ağrılarında faydalıdır.
Baş dönmesini ve baş ağrısını dindirir.
İdrar söktürücü özelliği vardır.
Mide ve bağırsaklardaki gazların giderilmesine yardımcı olur.
Sindirim sistemini düzenler, mideyi güçlendirir.
Balgam söktürücü özelliği vardır.
Çocuklarda yatağı ıslatma sorunlarına iyi gelir.
Soğuk algınlığı, nezle ve gripte tedavi edici etkisi vardır.
Göğsü yumuşatır.
Hıçkırığı keser.
Ağız kokusunu giderir.
Sinirleri güçlendirir.
Zambakgiller ailesinden olan çiriş otu, beyaz çiçekleri ile bilinen çok yıllık otsu bir bitki türüdür. Pırasaya benzerliği ile halk arasında dağ pırasası, kirkiş otu, kirgiç, yabani pırasa ve güllük gibi isimler ile de bilinir. İçerisindeki vitamin ve mineraller ile hem ilaç olarak hem sebze olarak tüketilen çiriş otu; ülkemizde genellikle otlu peynire katılır. Bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudu hastalıklardan koruyan, cilt sorunlarının iyileşme sürecine katkı sağlayan ve saç dökülmesini azaltan çiriş otunun sağlık açısından çok faydalıdır.
C vitamini açısından zengin olan çiriş otu, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudu hastalıklardan korur.
Regl döneminin düzenli bir şekilde devam etmesine yardımcı olur.
İdrar yolu enfeksiyonlarında tedavi sürecinin hızlanmasına yardım eder.
Çiriş otunun suyu sivilce ve egzama gibi cilt sorunlarının iyileşme sürecine katkı sağlar.
Saçkıran gibi daha ciddi saç sorunlarının da iyileşmesinde önemli rol oynar.
Hemoroid rahatsızlığının tedavisinde olumlu etkileri vardır.
Akrep ve yılan sokmalarında tedavi amaçlı kullanılır.
Beyaz kan hücrelerinin artmasında rol oynar.
Karanfilgiller ailesinden olan çöven otu, pembe beyaz çiçeklere ve kalın köklere sahip otsu bir bitkidir. Çöven otu, günümüzde genel olarak kan temizleme ve idrar söktürücü olma özelliği ile bilinmektedir. Hoş kokusu olan şifalı bir bitkidir.
Mutfakta sebze olarak kullanılamayan bitkinin kökü, eczacılıkta ilaç yapımında ve gıda sanayinde ise tahin helvası yapımında kullanılır. Kir çıkarma özelliğine sahip olduğu için temizlik sanayinde şampuanların, yumuşatıcıların ve sabunların içine katılır.
Köklerden çay demleneceği zaman kökler iki, üç parçaya bölünmelidir. 10 - 15 dakika demlendirilerek içilen çöven otu çayı aşırı dozda tüketilirse mide ve bağırsaklarda tahrişe neden olur.
İshal yapıcı etkiye sahip olduğu için kabızlığa iyi gelir.
Öksürüğü geçirmeye yardımcı olur ve göğsü yumuşatır. Terletici ve ateş düşürücü özelliği ile bronşite karşı ilaç olarak kullanılır.
Vücuda rahatlık verir.
Maydanozgiller ailesinden olan dereotu, Ülkemizde bölgelere göre farklı isimler alır. Tarhana otu, tere otu, durak otu, börek otu gibi isimler bunlardan birkaçıdır. Tam bir vitamin ve mineral deposu olan dereotunun sağlık açısından da pek çok faydası vardır. Dereotu A, E ve C vitamini yönünden zengindir. İçeriğinde protein, vicenin, fosfor, kalsiyum, demir, potasyum, eterik yağ, amin, kahve asidi, kloren asidi ve feruözellikle kalsiyum yönünden zengin olması sebebiyle sütün alternatifi olarak görülür. İnek sütünde 117 miligram kalsiyum bulunurken dereotu 208 miligram kalsiyum oranına sahiptir.
Dereotu yemekler ile birlikte tüketilir ise hazmın kolaylaşmasını sağlar, mide ve bağırsak gazlarını giderir.
İdrar söktürür. Böylece vücutta biriken toksinlerin dışarı atılmasını sağlar.
Uykusuzluk ve hıçkırık sorunu yaşayanlar, düzenli olarak tükettiğinde bu sorunlarının ortadan kalktığını görecektir.
Dereotu, kadınlar için menopoz döneminde yararlıdır. Kemik erimesine iyi gelir. Emzikli annelerde sütün gelişini artırır.
Kan basıncını düşürme etkisi ile dereotu, yüksek tansiyon hastalarına fayda sağlar.
Ebegümecinin yaprakları sebze olarak çiçekleri ise tıbbi amaçlı kullanılır. Halk arasında kazan karası, ilbik ve develangir gibi farklı isimlerle anılır. Mor çiçekleri ve hoş kokusu ile bilinen bitki, doğada kendiliğinden yetişir.
Latince adı, Malva sylvestris olan ebegümeci, gerçek bir protein ve C-vitamini deposudur. Kalsiyum ve fosfor bakımından zengindir. İçerdiği malvidin ve malvin maddeleri, ağız ve diş sağlığı için ideal koruyucudur.
Akciğerlerde balgam toplanmasında, öksürük ve bronşitte, ses kısıklıklarında, anfizemde faydalıdır.
Ayak şişkinlerinde, kırık ve çıkıklardan ileri gelen şişkinliklerde kaynatılmış suyu çok faydalıdır.
Yaraların üzerine sarılan lapası, yaraların çabuk iyileşmesini sağlar.
Göz kuruluğu çekenlerde çayı ile pansuman iyi gelir.
Burun kanamasını durdurur. Burun tıkanıklığını giderir.
Gelincik otu, farklı iklimlere uyum sağlayabildiği için geniş bir coğrafyada yetişir. Halk arasında “ateş otu” ismi ile de bilinir. Gelincik otu, nahoş bir kokuya sahip olmasına rağmen oldukça faydalı bir bitkidir ve tıbbi amaçla kullanılır.
Doğada kendiliğinden yetişen gelincik otu çayırlarda, tarlalarda ve yol kenarlarında mayıs ayında büyür. Haziran ve temmuz aylarında çiçek açar.
Şifalı bir bitki olan gelincik otu mutfakta farklı şekillerde tüketilir, kavurması, böreği, salatası yapılabilir.
Gelincik çiçeklerinden yapılan şurup sakinleştirici ve ferahlatıcı etkiye sahiptir.
Vücudu rahatlatır ve uyku problemlerine karşı kullanılır.
Çayı öksürüğü keser ve soğuk algınlığına iyi gelir.
Bronşit gibi hastalıklarda kullanılır, solunum yolu rahatsızlıklarına karşı iyileştirici özelliğe sahiptir.
Yaraları iyileştirici özelliğe sahiptir. Özellikle yanıklara karşı etkilidir ve yanık acısını hafifletir.
Deniz yosunları ailesindendir ve Latince adı Ulva Lactucadır. Yeşil renkte olan yaprakları ile deniz sebzesi olarak tanınır ve hem tuzlu hem de acı sularda bulunur.
Karadeniz’in sahil kesiminde azot ve fosfor açısından zengin olan sığ bölgelerde yetişir. Bahar mevsiminin başlarında büyür ve sonbahar aylarına kadar toplanabilir.
Deniz marulu, temel amino asitler ve temel mineraller açısından zengindir. İçerisinde lizin, histidin, metionin gibi amino asitleri barındıran deniz marulu %27 protein içerir. Ayrıca magnezyum, potasyum ve kalsiyum içeren deniz marulu, çoklu doymamış yağ asitleri bakımından önemli bir kaynaktır. Deniz marulu A, E ve C vitaminlerine sahiptir.
Deniz marulu B1, B2 ve B12 vitaminlerini barındırır. Az oranda da K vitamini içerir.
Tokluk hissi veren deniz marulu, diyet yaparken zayıflamaya yardımcı olur.
Selülitlere iyi geldiği bilinir.
Bitkilerin ve sebzelerin gelişimini destekleyen deniz marulu, sebzelerin soğuğa karşı dayanıklılığını arttırır ve toprağı mineral açısından zenginleştirir.
Deniz marulunu özellikle salatalarda kullanmak daha sağlıklı bir seçim olabilir. Taze halde tüketmeniz tavsiye edilir. Çorbalara da ekleyerek yemeklerinizi lezzetlendirebilirsiniz.
Bu İçeriğe Ne Tepki Verirsiniz?
Çok Doğal
0
Faydalandım
0
Deneyeceğim
0
Öğretici
0
Hadi Canım
0
Beğenmedim
0