Yaşam

Oksitosin: Biraz Da Aşk

Aslında bakarsak biz farkına varmadan vücudumuzda oksitosin hormonu vücudunuza girdiğiniz andan itibaren size merhaba demenin yollarını bir şekilde size anlatır....Nasıl mı? Mesela;  dereler şırıldayarak akmaya, tavşancılar zıplamaya, kurbağalar bacaklarını gerdirerek sulara dalmaya, bulutlar bembeyaz krem şanti köpüklerine benzemeye, kelebeklerin midenizde dans etmeye başlarlar, mide acıkmasını durdurur, susarsınız çok susarsınız... Oksitosin salgılanması durumunda acıkmaz ve susamazsınız; doğrudur. Ancak su içmelisiniz, kana kana, gidip tıkanana kadar yemelisiniz; ki vücudunuzdaki Oksitosin miktarı artsın, tabii elbette belirsiz bir miktara ulasana kadar...Ufak hareketler vücudunuzdaki oksitosin miktarını artıracak ve aktivasyonlarınızı hızlandıracaktır. oksitosin sayesinde harmonik ve senkronik bir dünyaya merhaba dersiniz ?... Her ne kadar aşk hormonu olarak bilinse de sadece bizleri aşık etmekle kalmayıp, aynı zamanda annenin çocuğuna özel bir sevgiyle bağlanmasını da sağlayan hormondur. Bilim adamlarına göre, asık olunduğunda salgılanan oksitosin hormonu, kadında orgazmı tetikleyen hormon olduğundan, belki de annenin bebeğine duyduğu koşulsuz sevginin kaynağıdır aslında. Doğum esnasında, sonrasında ve emzirme süresince de bu hormon salgılanıyor. Aslında bakarsak oksitosin hormonu hem kadınlarda hem erkeklerde farklı tepkimeler doğurmaktadır. Oksitosin, beynin en ilkel bölgelerinden biri tarafından, dokunma, sarılma, kucaklanma, orgazm gibi fiziksel tahrik olmalar sonucu üretiliyor. Orgazm sırasında kadın ve erkek her ikisi de oksitosin üretiyor, lakin farklı şekillerde , yine aynı şekilde kalbimizi bam güm eden kişiye karşı birbirimize bağlanmamız da önemli rol oynamaktadır oksitosin. "Ya ben aşık olmak istemiyorum, kalbim hızlı hızlı çarpmasın eblek eblek gülmek istemiyorum" diyorsanız, artık çok geç oksitosin vücudunuzda salgılanmaya başlamış demektir ?… Dolayısıyla yakın fiziksel temas, oksitosin hormonunun seviyesini arttırıyor, kadın bedenini daha çabuk cevap verir hale getiriyor ve bunun sonucu olarak da eşlerin aralarındaki bağı kuvvetlendiriyor. E, tabi okşamanın da burada psikolojik etkileri de bulunuyor, mesela kalbinizi hani o bam güm eden biriyle birine daha çok dokununca, ona daha yakın hissediyorsunuz, bu da güven duygusunu arttırıyor ve sakinleştiriyor... Bu dokunmaların sadece seksle sonuçlanması gerekmiyor. Genel olarak bakacak olursak da, cinsel birleşmeden sonra kadınlar, eşlerine sarılmak isterken, erkekler ise uykulu hissediyorlar. Yapılan araştırma sonuçları seksin ardından kadınları sarılmak isterken erkeklerin neden arkasını dönüp uyumak istediklerini de bu şekilde açıklanmış oluyor... Oksitosin hormonunun salgılanmasında dokunma, ses ve koku faktörleri etkili olduğunu söylemiştim. Bununla birlikte, başkalarına iyilik yapmak gibi psikolojik faktörler de bu hormonun seviyesini arttırır. Bireyin içindeki cömertlik ve güven duygusunu ortaya çıkarır. Bu hormon sarıldıkça, sevgi gördükçe, arzulandıkça ve dokundukça artar. Yani kısaca bu muazzam hormonu tanımlamam gerekirse, Oksitosin hormonu; ilişkileri sağlamlaştırır, bireylerin haz duymasını sağlar, bağlılığı ve sadakati geliştirir, hoşlanma duygusunu ortaya çıkarır, doğumu ve emzirmeyi kolaylaştırır, cinsel uyarılmayı arttırır, gerginliği ve stresi ortadan kaldırır, koruyucu güdüleri ve sosyal yetenekleri geliştirir. Yine de "yok ben aşık olamıyorum, sarılamıyorum, mutlu olamıyorum" diyorsanız oksitosin seviyesinin yükseltmenin doğal yöntemleri var. Nasıl mı? O zaman okumaya devam edin efendim ?

Oksitosin Seviyesi Nasıl Artırılır?

Sarılmak, el ele tutuşmak: Çiftlerin birbirine sarılması, el ele tutuşması oksitosin seviyesini arttıran etkenlerden biridir. Çiftler arasındaki her yakın temasta, her dokunmada bu hormonun seviyesi artar. Bu durum hem çiftler arasındaki bağın kuvvetlenmesini hem de bireylerin rahatlamasını sağlar.  Hayal kurmak: Sadece fiziksel aktiviteler değil, psikolojik unsurlar da oksitosin seviyesinin artmasında etkilidir. Kuzey Carolina Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma sonucunda ev kadınların kocalarını düşündüklerinde hızla oksitosin salgıladıklarını ortaya çıkmıştır. Egzersiz yapmak: Yürüyüş yapmak, yoga, meditasyon, nefes egzersizleri, yüzme ve diğer fiziksel aktiviteler, vücuttaki oksitosin seviyesini artırmaya yardımcıdır. Masaj yaptırmak: İnsanı rahatlatan aktivitelerden biri olan masaj da vücuttaki oksitosin seviyesini arttıran faktörler arasında yer alıyor. Masaj aynı zamanda vücudun stresten arınmasında da etkilidir. Evcil hayvan beslemek: Kimileri için evcil hayvanları evlat gibidir. Hayvan severler için evcil hayvana sarılmanın ve onunla oynamanın sakinleştirici bir etkisi vardır. Bu durum oksitosin seviyesini de arttırır. Birine iyilik yapmak veya hediye vermek: Sevdiğiniz insanlara iyilik yapmak veya onları mutlu edecek hediyeler vermek sevgi hormonunuzun artmasında etkilidir. Hoşlanılan deneyimler: Oksitosin hormonunun salgılanmasında kurabiye kokusu, kuş cıvıltısı, müzik dinlemek, yemek yemek, doğayla iç içe bir yürüyüş ya da sizi alıp geçmişe götüren görüntü veya ses gibi faktörler de etkilidir. Bu faktörler kişiyi rahatlatır, sakinleşmesini sağlar ve vücuttaki oksitosin seviyesini arttırır. Diğer faktörler: Doğa sevgisi ve doğada vakit geçirmek, estetik olan herhangi bir şeyi beğenmek, dokunmak, ten teması, sarılmak, çikolata yemek, sosyal olmak ve arkadaş çevresiyle vakit geçirmek oksitosin seviyesini arttıran faktörler arasında yer almaktadır.

Oksitosin Seviyesini Yükselten Doğal Besinler

Protein İçeren Besinler

  • Yumurta, süt ve süt ürünleri, kırmızı et, balık eti, tavuk ve hindi eti, mercimek, nohut, fasulye, soya fasulyesi, fıstık ezmesi, kabak çekirdeği, ay çekirdeği, bezelye ve kinoa gibi proteinden zengin yiyecekler oksitosin hormonu salınımını arttırmak için doğru tercihlerdir.
  • Yumurta içerisindeki yüksek miktardaki proteinin yanı sıra vitamin, mineral ve faydalı yağlar sayesinde son derece sağlıklı bir besindir.
  • Günde sadece bir adet yumurta tüketmek, oksitosit seviyesini yükselterek daha iyi hissetmenize sebep olabilir.

Omega 3 İçeren Besinler

  • Omega 3 denilince herkesin aklına ilk olarak balık geliyor. Evet gerçekten balık iyi bir omega 3 kaynağıdır.
  • Ancak zeytin, zeytinyağı, ceviz gibi besinler de omega 3 bakımından oldukça zengindir.
  • Yapılan araştırmalarda düzenli olarak omega 3 kaynağı besinler tüketmenin oksitosin hormonu seviyesini arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır.

Tahıllar

  • Vücuttaki oksitosin seviyesini yükselten bir diğer besin grubu tahıllardır.
  • Depresyon, mutsuzluk, uyumsuzluk gibi sorunlar yaşıyorsanız arpa, buğday ve çavdar gibi tahıllar ile oksitosin hormonu seviyenizi yükseltebilirsiniz.

Taze Meyve ve Sebzeler

  • Vücut sağlığımız için olmazsa olmaz olan meyve ve sebzeler ruh halimizi ve sosyal ilişkilerimizi de önemli oranda etkiliyor.
  • Muz başta olmak üzere tüm meyve çeşitleri ve bağırsak dostu sebzelere beslenme planınızda daha fazla yer vererek oksitosin seviyenizi arttırabilirsiniz...

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi