Sıkıştırılmış pişmaniye olarak da bilinen bu harika tatlının adı saraylara kadar girebilmiş, saray helvası olarak karşımıza çıkmış. Kaymak, tereyağı ve baklavanın mükemmel uyumu karşınızda. Normal baklavanın tersine içerisinde fıstık veya ceviz değil kaymak var. Hem hafif hem de tatlı krizinizi ortadan kaldıracak bir lezzet. Minik minik doğranan ekşi elmalar tarçın ve şekerle güzelce pişirilir, kaselere servis edilip üzerine krem şanti eklenir. Hem ekşi, hem tatlı değişik lezzet patlamaları yaşayacağınızdan emin olabilirsiniz :) Osmanlıdan kalma lezzet miraslarından biriside Keşkül-ü fukara. Sadece 4 malzemeyle yapılır ama o müthiş aroması ile aklınızdan çıkmaz... Saray mutfağının bir diğer tatlısı da revani. Yumuşacık ve hafif bir tatlı olmasıyla genellikle akşam yemeklerinden sonra tüketilirmiş. Osmanlıda özel günlerde ve gecelerde yapılan, rengini safran ve zerdeçaldan alan sütlü bir tatlı. Safran pahalı olduğundan şimdilerde sadece zerdeçal ile yapılan çeşidini görüyoruz maalesef. Yüzyıllar süren, çok kültürlü, dev bir imparatorluğun mutfağı da tabi ki şaşaalı oluyor. Osmanlıda doğum, düğün ve fetih zamanlarında yapılıp bolca dağıtılan lokmalar bunlar işte :) Sütlü tatlı sevenler için bir seçenek daha. Tavuk göğsü tatlısının gerçek tavuk göğsünden yapıldığını biliyor muydunuz? Bilmiyorsanız birde sarayda yapılan tavuk göğsünü deneyin derim. Çıtır çıtır kadayıfın içerisine ceviz ya da antep fıstığı konulur mis gibi tereyağı dökülerek yapılan geleneksel şerbetli tatlımızı unutmak olmaz. İsmiyle zaman zaman tartışmaların konusu olsa da tadıyla, iştah açan görüntüsüyle, irmiğe bir kez daha hayran olma sebebimiz oluyor...