Tavuk, tarihçesi milattan öncelere dayanan bir hayvandır. Milattan önce insanlar ilk tavuğu keşfetmiş, beslemiş ve yemişlerdir. Tavuk, besin değeri oldukça yüksek bir gıdadır ve özellikle diyet programlarının vazgeçilmezidir. Tok tutar, bağırsakları çalıştırır ve daha nice faydaları vardır. Ancak tavuk tüketmek için aldığımız yerlere dikkat etmeliyiz ve kalite kontrolü yapılmış olmasına dikkat etmeliyiz. Çünkü bazı üreticiler tavukların çabuk büyümesi için arsenik içeren bir ilaç kullanır. Bu ilaçlar yemlere karıştırılarak tavuklara veriliyor ve tavuklardan da bizim midemize geliyor. Düşük dozlarda bile olsa bu arsenik denilen madde kansere, kalp hastalıklarına ve şeker hastalıklarına sebep olabiliyor.
Sporcuların da vazgeçilmezi besini olan tavuk, protein ve kalsiyum bakımından çok zengin olduğu için özellikle fitness yapan arkadaşların en çok tercih ettiği yiyecektir. 460 gramlık bir tavuk göğsü yaklaşık 58 gram protein içeriyor bu günlük ihtiyacımız olan bir değerdir ve bu da kemik ve kaslarımızın güçlenmesine yardımcı oluyor. Bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor ve aynı zaman günlük kalsiyum ihtiyacımızın yüzde 45lik bir kısmını almamızı sağlıyor.
Tavuğun en güzel özelliklerinden bir tanesi içinde bulunan triptofan maddesidir. Tirptofan, seratonin ve endorfinin ana maddesidir ve duygu durumumuzu güzelleştirir, bize mutluluk verir. Yani tavuk yemek mutluluktur. Özellikle derisi alınmış, yağsız olarak tüketilen tavuk kolesterol seviyenizin düşmesini sağlar. Günlük tavuk ihtiyacımız maksimum 100 gramdır. Tutup ta bir oturuşta bir tavuk tüketmemize gerek yok faydalarını görmek için. Ancak spor yapan bireyler için bu gram biraz daha farklılık gösterebilir. Yapılan bir araştırmaya göre Amerikalı bir kişi yılda 30 ile 35 kg tavuk tüketiyor. Bu miktar bizden biraz daha fazla bir düzeyde. Yani biz de tavuk tüketmeye özen göstermeliyiz. Izgara, haşlama gibi faydalı şekilde tüketmek her zaman bize fayda sağlar.
Faydası olduğu kadar zararları da vardır tabi tavuğun. Özellikle pişmeden önceki hali yararından çok zarar barındırır tavuğun. Bakterilerin en sevdiği yer çiğ tavuktur. Tavuğun en çok tüketildiği ülke olan Amerika da her yıl bir milyon insan tavuk zehirlenmesi nedeniyle hastaneye yatar. Şimdi diyeceksiniz ki çiğ tavuk mu yiyoruz da bu bakteriler vücudumuza girsin. Sadece yemekle olmuyor ki. Tavuğu çiğ hali ile doğradık ve elimizi ağzımıza sürdük bu bakteriyi ağzımıza götürmüş olduk. Tavuğu doğradığımız bıçağı ve tahtayı tam temizlemeden salata yaptık ve o bakterileri sebzelere aktardık ve yedik. Bakterileri direk olarak vücudumuza almış olduk.
Hepimizin doğru bildiği bir yanlışta tavuğu pişirmeden önce yıkamaktır. Tavuğu yıkamak üzerindeki bakterileri temizlemez sadece etrafa yayılmasına neden olur. Çünkü zaten tavuğu pişirdiğimiz zaman üzerindeki bakteriler ölecektir. Tavuğu en az 75 derecede pişirmek gerekiyor bu derecenin altında pişen tavukta bakteriler yaşamaya devam eder ve zehirlenmemize neden olabilir.
Az önce yukarıda tavukların büyümesi için kullanılan ilaçların zararlarından bahsettik. Bunun haricinde bir de tavuklar yetiştirilirken bazı antibiyotikler kullanılıyor. Bu antibiyotikler zararlı değildir en azından kısa vadede. Ancak ilerde hastalanıp antibiyotik kullanmamız gerektiğinde vücudumuz o antibiyotiklere karşı direnç geliştirmiş olabiliri. Bu da oldukça önemli ve sıkıntılı bir durumdur.
Pişirimini, dozunu ve zamanını iyi ayarlamak koşulu ile sağlıklı besinlerin en tepesize gönül rahatlığı ile yazdığımız tavuğu tüketmekten asla vazgeçmeyelim. Doğru tüketmek için özen gösterelim. Bu yazımızı okuyup bu kadar riskli ise bir daha tavuk yemem demeyin sakın. Tavuk yiyin elbette ama doğru şekilde hazırlanmış tavuğu ve güvenilirliği kanıtlanmış yerlerden alınan tavuğu yiyin. E o zaman hepimize afiyet olsun.
Bu İçeriğe Ne Tepki Verirsiniz?
Çok Doğal
0
Faydalandım
0
Deneyeceğim
0
Öğretici
0
Hadi Canım
0
Beğenmedim
0