Beslenme biçimimiz, sağlığımızı etkileyen en önemli etmenlerden biridir. Günümüzde gerek kronik hastalıkların artması, gerekse sağlıklı beslenerek kilo verme akımlarının popüler olması sebebiyle alkali beslenme sıkça gündeme gelmektedir. Tarihte ise ilk kez alkali beslenme William Howard Hay tarafından ileri sürülmüştür. Bilinçsiz ve dikkatsiz beslenme, sağlıksız sıvı tüketimi ve sağlığımıza zarar veren ürünler vücuttaki ph değerinin bozulmasına neden olmaktadır. Çoğu kişi alkali diyet olarak adlandırsa da aslında diyetten ziyade bir beslenme ve yaşam şekli olan alkali beslenme ise hem ph değerinin dengesinin yeniden sağlanıp korunmasına hem de aşırı kilolu olma sorunundan kurtulma, çeşitli kalp ve kanser rahatsızlıklarından korunma konularında faydalı bir etki göstermektedir. Her şeyden evvel beslenme bir yaşam tarzıdır, bunu yıllarca obez olan biri olarak söylüyorum, sağlıklı beslenme yaşamına geçtikten sonra aslında "diyet" cümlesinin tamamen saçmalık olduğunu düşündüm, belki bunu okuyanlar diyetisyenler bana kızacaktır ama sağlık sorunların en temel sebeplerinden biri de sağlıksız beslenmeden oluşmaktadır. Dolayısı ile dönemsel diyetleri ya da yalnızca salt kilo kaybetmeye odaklanan kilo verince de allah ne verdiyse yediğinizde sıkıntılı durumlar ortaya çıkmaktadır, ha bu arada kimse 1.70 boyunda ve 50 kilo olmak zorunda değil ki bu zaten modern dünyanın kadınlara dayattığı bir kalıp ancak sağlıklı olmak için önemli olabilir.
Şimdi alkali beslenmeye gelecek olursak; bu beslenme tarzı bilimsel bir teze dayanarak yola çıkıyor ve vücudun pH dengesinin beslenme yoluyla değiştirilebileceği düşüncesine odaklanıyor. Kimse sevmez ki kahvaltı da yumurtalı sucuk yemeyi? hele ekmeği sucuğun yağına batıra batıra yemeyi! Evet, lezzetli ama bir o kadar da sağlıksız... Çünkü tükettiğimiz gıdaların vücudumuzda toksin biriktirdiğinin bizler farkında değiliz. Yemek seçimlerimizle aslında vücudumuza iyiliğin yanında kötülük de yapıyoruz. İşte bu noktada alkali beslenme hayata giriyor... "Peki, alkali beslenme vücut sağlığı açısından neden önemli?" derseniz de:
Alkali beslenme savunucularına göre vücudumuzdaki hücrelerin biyolojik olarak ideal hali, kan serumunun pH değerinin 7.4’ün altında olmasını gerektirmektedir. Asit yükü arttığında hücreler ve organlar zarar görmektedir. Bu da domino taşı etkisiyle genel sağlığın bozulmasına neden olmaktadır. Ancak özellikle sanayileşmenin artmasıyla değişen çevresel faktörler nedeniyle vücudun alkali dengesini korumak çok da kolay olmuyor. İşte, tam olarak bu noktada devreye alkali beslenme giriyor ve asidik yiyecekleri alkali besinlerle değiştirerek kandaki pH dengesini sağlıyor. Kısacası, alkali beslenme vücuttaki asit yükünün artmasını engelleyerek ve alkali dengeyi koruyarak olası sağlık problemlerinin önüne geçiyor.
Alkali Beslenmenin Faydaları Nelerdir?
- Vegan, vejetaryen ve glutensiz beslenmeye son derece uygun bir sağlıklı beslenme yaklaşımı olan alkali beslenmenin kilo vermeye ya da kilo kontrolü sağlamaya yardımcı olmaktadır.
- Alkali beslenmeyi savunan uzmanlar, vücudun pH dengesini korumanın pek çok hastalığın da önüne geçeceğini söylüyorlar.
Diyelim ki kekleri, börekleri, paketli ürünleri, ayçiçek yağlarını, şekeri her şeyi mutfağınızdan çıkardınız. Daha doğal ve mevsiminde gıdalar tüketmeye başladınız ve yaşamınıza alkali beslenmeyi dahil ettiğinizde size olacak faydaları çu şekildedir:
- Bağışık sisteminiz güçlenir
- Kalp ve damar sağlığınıza destek olur.
- Kas ve kemik sağlığınızın korunmasına yardımcı olur.
- Cilt sağlığınızı destekliyor ve akne, egzama gibi cilt sorunlarınızın iyileşmesini sağlıyor.
- Sindirim sisteminizin daha sağlıklı çalışmasına yardımcı olur.
- Vücudunuzdaki asit yükünün azalmasıyla birlikte alkali beslendiğinizde kendinizi daha zinde hissedeceksiniz.
Alkali Ve Asidik Besinler Nelerdir?
Eğer alkali beslenme tarzını uygulamak istiyorsanız yaşam tarzınızı küçük küçük değiştirmeye başlayabilirsiniz. İlk günden toptan bir değişim yapmak yerine adım adım gitmek, kolay adaptasyon için iyi olabilir. Bunun için ilk başta alkali ve asidik besinlere göz atalım daha sonra bunu nasıl yavaş yavaş hayatınıza dahil edeceğinizi konuşalım:
Şimdi gelelim alkali beslenmeyi nasıl hayatınıza dahil edeceğinize:
- Alkali beslenmenin püf noktası, doğal ve mevsiminde gıdalar tüketmek, işlenmiş gıdalardan uzak durup doğanın nimetlerinden faydalanmak. Bu yüzden meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketin. Kışın marketten domates almak yerine yazın kış hazırlıkları yaparken hazırladığınız domates sosunu kullanın.
- Mümkünse organik beslenin. Organik beslenmede gıdaların besin değeri daha yüksek olduğundan vitamin ve minerallerden daha fazla yararlanırsınız. Aynı şekilde içerisinde katkı maddesi olmadığı için vücudunuzu zehirlememiş olursunuz.
- Ek olarak her paketin üstünde yazan "doğal" iddiasına inanmayın. Paketleri iyi okuyun, organik sertifikalarını inceleyin. Doğal ve organik arasındaki farkları öğrenin.
- Sebzeleri olabildiğince çiğ tüketin. Sebzeler piştikçe besin değerini yitirir. O yüzden raw food tarzı beslenme tipinde de belirtildiği gibi olabildiğince çiğ beslenmeye özen gösterin.
- Dilerseniz sebzeleri yemenin yanı sıra içebilirsiniz de. Dilediğiniz sebze ve meyveyi bir araya getirin, içeceğinizi hazırlayın.
- Bol bol bitki çayı için ama tabi şekersiz.
- Yemek yerken lokmalarınızı iyice çiğneyin. Bu hem az yiyerek doymanızı sağlar, hem de sindiriminizi rahatlatır.
- Yeteri miktarda yüksek pH dereceli su için. Günlük olarak 2-3 litre su tüketin, ek olarak maden suyu gibi doğal suları (dikkat soda değil maden suyu) da içebilirsiniz. Kola, gazoz, kahve gibi içecekleri tamamen kesin.
- Sabah uyandığınızda ilk yapmanız gereken oda sıcaklığında 1 bardak su içine limon sıkıp içmek. Bu hem toksinleri temizleme, hem de vücudu rahatlatma açısından iyidir. Gün içinde içtiğiniz suya ölçülü biçimde karbonat katabilirsiniz. Karbonat, suyunuzu alkali yapacaktır.
- İşlenmiş, katkılı gıdalardan uzak durun. Marketlerin en çekici reyonları çikolata, cips, sucuk, salam gibi farklı kategorilerdeki hazır gıdalara yaklaşmayın. Tatlandırıcılar, koruyucular vb. katkı maddeleri sizin düşmanınız.
- Hayvansal gıdalardan uzak durun. Et, süt ve süt ürünleri, salam, sucuk vb. şarküteri ürünleri katkı maddeleri, içeriğindeki yağ ve tuz gibi bileşenler ve pişirme yöntemleri açısından asidiktir.
- Böreklere, keklere, poğaçalara veda edin. Hamur işleri, tatlılar, ekmekler, beyaz unlu ve rafine şekerli gıdalar alkali beslenmenin düşmanıdır.
- İyi yağlar tüketin. Örneğin balık, ceviz, soğuk sıkım zeytinyağı gibi kaliteli yağlar size sağlık katacaktır.
- Dışkı ve idrar takibinizi yapın. Kulağa hoş gelmiyor ancak idrar ve dışkı, vücut sağlığınızla ilgili size çok şey anlatacaktır.