Bazı kadınlar için hamile kalmak hayatlarındaki en büyük başarılardan biridir. Bununla birlikte, bu mutluluğa rağmen, çoğu zaman birden fazla şüphe yaşarlar. Egzersiz yapabilirler mi? Bebeklerinin daha iyi gelişmesine nasıl yardımcı olabilirler? En yaygın sorulardan biri kafein tüketmenin güvenli olup olmadığıdır. Nitekim bu konuda pek çok teori ve bakış açısı var ki bunlar cevap vermek yerine sıklıkla annelerde daha fazla şüphe uyandırabiliyor. Burada, hamilelikte kafein tüketiminin hem olumlu hem de olumsuz etkilerine odaklanacağız. Hem anne hem de bebek üzerindeki etkilerini hep beraber inceleyeceğiz.
Kafein
Kafein dünyada en çok tüketilen psikoaktif maddedir. Maddeyi kahve ile ilişkilendirme eğiliminde olsak da, gerçek şu ki, çay, kakao ve kolada da bulunur. Sinir sisteminin uyarıcılarından biri olan metilksantin ailesine aittir. Norepinefrinin (beynin düzgün çalışması için gerekli) salınmasına yardımcı olur ve vazokonstriksiyonu artırır. Çoğu insan üzerindeki uyarıcı etkisi sayesinde kafein genellikle kahvaltıda tüketilir. Ayrıca sabit tüketim genellikle gün boyunca korunur. Bu, vücutta bir kafein konsantrasyonuna yol açar. Sonuç olarak, hem yararları hem de zararlı etkileri vardır.
Hamilelikte Kafein Tüketimi ve Metabolizması
Hamilelik sırasında kafein tüketimi, annenin günlük alışkanlıklarıyla bağlantılıdır. Ancak mide bulantısı veya kusma gibi faktörler hamile kadınların tüketimini önemli ölçüde azaltmasına neden olabilir. Anne adayları da bebek için daha sağlıklı olduğu düşüncesiyle hamilelik sırasında alkol veya tütün gibi diğer maddelerin tüketimini azaltma veya ortadan kaldırma eğilimindedir. Hamile kadınlarda kafein metabolizmasının çok daha yavaş olabileceğini anlamak da önemlidir. Bu fenomen, özellikle annenin böbreklerinin işlevselliğindeki değişiklikler nedeniyle hamileliğin son üç ayında ortaya çıkar. Bu nedenle kafeinin eliminasyonu çok daha yavaştır, yani bebekle 80 ile 100 saat arasında temasta kalabilir.
Ek olarak, kafeinin plasenta bariyerini geçme kabiliyetine sahip olduğu ve fetüse doğrudan maruz kalmasını sağladığı bulunmuştur. Buna hem fetüsün hem de plasentanın kafeini iyi metabolize etme kapasitesine sahip olmadığını da eklemeliyiz. Bu nedenle maruziyet daha uzun sürer ve bebeğin gelişimi üzerinde sonuçları olabilir.
Hamilelikte Kafein Tüketimine Bağlı Bebek Üzerindeki Etkileri
Bebeğin sunduğu olumsuz etkilerin çoğunun orta ila yüksek kafein tüketimi ile ilgili olduğu açıklığa kavuşturulmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü, hamilelik sırasında veya emzirme döneminde kafein tüketiminin günde 300 mg'ı geçmemesi gerektiğini önermektedir. Günlük birimlere çevrildiğinde, bu iki veya üç fincan kahve anlamına gelir. Kafein tüketimi ile ilgili farklı olumsuz etkiler vardır. Ancak, araştırmalarda sunulan farklı sonuçlar nedeniyle bu konuda tam bir anlaşma yok. Etkilerinden bazıları aşağıdaki gibidir:
• Kardiyak ve plasental kan akışının sıklığında bir azalma, kardiyovasküler malformasyonların gelişmesine yol açabilir.
• Azalan intrauterin büyüme, doğumda farklı hastalıklara yakalanma riskini artırır.
• Kafein tarafından üretilen artan vazokonstriksiyon ve buna bağlı olarak besin alımındaki düşüş nedeniyle düşük doğum ağırlığı.
• Artmış düşük riski. Bu ilişki, özellikle hamileliğin ilk üç ayında tüketim gerçekleştiğinde bulunmuştur.
Öte yandan, emzirme döneminde annenin günde sadece önerilen dozda kafein tüketmeye devam etmesi gerektiğini belirtmek önemlidir. Bunun nedeni kafeinin doğası gereği anne sütü yoluyla bebeğe ulaşabilmesidir. Sonuç olarak, bebek uyku bozukluklarına sahip olabilir ve sinirlilikte kayda değer bir artış gösterebilir.
Kafein Tüketimi Anneyi Hastalıklardan Koruyabilir mi?
Kafeinin insan vücudundaki faydaları üzerine yapılmış birçok çalışma bulunmaktadır. En çarpıcı olanlardan biri, tip 2 diyabet gelişimini önleme yeteneğidir. Bunun nedeni, kafeinin glikoz toleransını iyileştirmeye yardımcı olması ve insülin duyarlılığını azaltmasıdır. Anne adayları söz konusu olduğunda, hamilelik sırasında kafein tüketen kadınların gestasyonel diyabet geliştirme riskinin azaldığı bulunmuştur. Bunun nedeni, kafeinin genellikle hamilelik sırasında azalan insülin direncini iyileştirmeye yardımcı olmasıdır. Ayrıca hamilelik sırasında kafein tüketiminin kan basıncını iyileştirdiği için preeklampsi riskini düşürmeye yardımcı olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak, hamilelik sırasında vasküler fonksiyonu koruyarak çoklu komplikasyonların azalmasına neden olur.
Hamilelikte Kafein Tüketmek Güvenli mi?
Tavsiye edilen kafein tüketiminin hamilelik ve emzirme döneminde kontrol edilmesi gerektiğini anlamak önemlidir. Daha önce de belirttiğim gibi kontrollü tüketim anneye farklı açılardan yardımcı olabilir. Bununla birlikte, alımın aşılması bebeğin gelişimi üzerinde sonuçlar doğurabilir. Hamileliğin genellikle unutulmaz ve annenin hayatında büyük değişiklikler yaratan bir dönem olduğunu biliyoruz. Anne adayının sakin olması ve bir uzman yardımıyla tükettiklerini kontrol etmesi sadece kendisi için değil ailesi için de tüm deneyimi son derece tatmin edici hale getirebilir.