Kolajen, vücuttaki hemen hemen tüm dokuları bir arada tutmaya yarayan, fibroblast olarak bilinen bağ dokusu hücrelerinden oluşan lifli bir protein anlamına geliyor. Vücudumuzda bulunan proteinin %90’ının kolajen formunda olduğunu söylemek mümkün. Cilt, kemikler, kaslar, tendonlar, kan damarları, diş, bağırsaklar gibi dokuların oluşumunda hayati önem taşır.
Bu değerli protein ve diğer proteinler genç bir ciltte daha fazla bulunur. Bu yüzden de çocuk ve gençlerin cildi pürüzsüz ve parlaktır. Kolajen, cilde güç, pürüzsüzlük ve esneklik kazandırmak için keratin ile çalışır. Yaşadığımız süre boyunca vücudumuz kolajen üretir. Fakat yaşlandıkça bu üretim azalır ve ciltte kırışıklıklar ile sarkmalar meydana gelir. Cildiniz tehlikenin farkına varır ve alarm vermeye başlar. Kolajen üretimini artırmak için öncelikle kolajen azalmasına neden olan faktörlerin önüne geçmek gerekir.
Kolajen Üretimini Durduran Etkenler Nelerdir?
Vücudumuzdaki kolajeni azaltan etkenlerin başında sigaradır gelir. Yapılan bir araştırma sigaranın %18-22 oranında kolajen azalttığını gösteriyor. Gençliğiniz ve sigara arasında bir seçim yapmanızın zamanı geldi… Bir diğer etken de güneş ışınlarına fazla maruz kalmak. Güneşin dik geldiği saatlerde güneşe doğrudan maruz kalmamak ve güneş kremleriyle korunmak gerekiyor. Fazla şeker tüketimi de yine kolajen üretimini engelleyen durumlardan. Bu yüzden şekerden, özellikle de işlenmiş şekerli gıdalardan olabildiğince uzak durmalısınız. Stres, sağlıksız beslenme, hava kirliliği ve hareketsizlikte kolajen üretimini durduran etkenlerden. Vücudunuzun kolajen üretme yeteneğini desteklemek istiyorsanız günde en az 7-8 saat uyumaya özen göstermelisiniz. Uyurken vücudunuz her gün meydana gelen hasarı onarır, yeniden inşa eder, yeniler ve onarır. Dengeli ve sağlıklı yaşamaya gayret ederek tüm bu zararlardan sakınabiliriz aslında.
Peki, Cildimizi Gençleştiren Kolajen Üretimini Nasıl Artırabiliriz?
Doğal yaşamayı seçtikten sonra fark ediyoruz ki aslında her şeyin çaresi doğada gizli. Doğru seçimler ve sağlıklı beslenmeyle bu gidişe dur diyebiliriz. Peki, kolajen üretimini arttıran besinler nelerdir?
Yaban Mersini
Kolajen liflerinin birbirine bağlanmasını kolaylaştırarak, vücudunuzun kolajen üretmesine yardımcı olan besinlerin başında yer alır.
Koyu Yapraklı Sebzeler
Ispanak, lahana, pazı, gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler A ve C vitamininden zengin besinler vücudu daha fazla kolajen üretmeye teşvik eder. Bu besinler, lutein adı verilen bir antioksidan içerirler.
Sarımsak
Yapılan araştırmalara göre, sarımsak gibi bol miktarda kükürt içeren sebzeler eklemlerinizde ve cildinizde kolajen üretimini arttırır. Ayrıca hasarlı kolajen liflerini iyileştirmeye yardımcı olan taurin ve lipit asitleri içerir. Lahana, soğan ve balık da kükürt bakımından zengin besinlerdir.
Beyaz Çay
Kingston Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, beyaz çay, cilt proteinlerinin yapısını, özellikle de kolajen moleküllerini koruyabilir.
Avokado Yağı
Yaşlanma etkilerini azaltmaya yardımcı olan bitki steroidleri bakımından zengindir. Cilt hücrelerini oksitlenmeden koruyan harika bir E Vitamini ve omega-3 yağ asidi kaynağıdır. Ayrıca kolajen üretimini artırır ve cilt kanseri riskini azaltır. Kuru ve hasarlı ciltler için de çok uygundur.
C vitamini
C vitamini, askorbik asit, elastin ve kolajen sentezinde önemli bir rol oynar ve cildi ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerinden korur. Aynı zamanda serbest radikal hasarını azaltır.
A vitamini
Sadece kolajen üretimini arttırmaya yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda cildin yaşlanmasına neden olan kolajen ve elastinin parçalanmasını yavaşlatır. Ekstra A Vitamini almak için daha fazla çiğ havuç, taze kavun, ıspanak, kayısı, brokoli ve fırında tatlı patates tüketebilirsiniz.
Soya Ürünleri
Doğal bir bitki hormonu olan jenistein olarak bilinen bir bileşiği içerir. Bu bileşik, kolajen üretimini arttırır. Soyada antioksidanların varlığı da cilt bakımında önemli bir yere sahiptir. Antioksidanlar, hücreye zarar vermenin ana nedeni olabilecek serbest radikallerin üretimini düzenleyerek cildi korur. Cildi sıkılaştırmak, antioksidanların bir başka önemli faydasıdır.
Fasulye
Vücudunuzun hyaluronik asit denilen hayati bir anti-aging maddesi üretmesine yardımcı olur. Hyaluronik asit, cildinizi dolduran suyu tutar, kırışıklıkları ve çizgileri daha az görünür hale getirir. Cildin nemini artırır, nemli ve pürüzsüz hale getirir. Cildin elastikiyetini ve kolajen sentezini artırır, sağlıklı cilt hücre büyümesini besler, cildin sertleşmesine yardımcı olur ve eklemleri destekler.
Kırmızı Meyveler ve Sebzeler
Kırmızı meyveler ve sebzeler kolajen çoğalmasını destekleyen yaşlanma önleyici gıdalardır. Kırmızı meyve ve sebzelerde olan likopen, kolajen üretimini arttırır, hücrelerde DNA hasarını önler ve hücrelerin daha iyi çalışmasına yardımcı olur.
Omega-3 Yağ Asitleri
Kolajen üretimi için ideal bir ortam sağlayan temel yağ asitleridir. Deri hücreleri, omega-3 yağ asitlerinden ve diğer yağlardan yapılan bir yağ tabakası ile kaplanır. Bu nedenle, omega-3 tüketiminiz ne kadar fazlaysa, cilt hücreleriniz o kadar dolgunlaşır. Böylece, çizgileriniz ve kırışıklıklar omega 3 yağ asitleri sayesinde daha az görülecektir. Somon ve ton balığı gibi soğuk su balıkları, kaju fıstığı, ceviz, badem, ceviz ve fındık, keten tohumu da büyük miktarda omega-3 içerir.
Yumurta
Yumurta, yeni kollajen oluşumu için hayati önem taşıyan doğal amino asitler bakımından zengindir.. Haftada üç kez iki yumurta tüketmelisiniz. Yumurta tüketirken içerisine çok fazla tuz veya yağ ilave etmemeye çalışın.
Cildimiz en güçlü zırhımızdır. O'na iyi gelecek şeyleri verin...