Yaşam

Çocuklarda Konuşma Geriliği

Çocuklar doğdukları andan itibaren birtakım farklı beceriler kazanmaktadırlar. Bunların arasında ise en çok merak edilen beceri çocuğun konuşmaya başlayıp başlamamasıdır. Lakin bazı durumlarda çocuklarda geç konuşma durumları ebeveynlerini endişelendirmektedir. Konuşma geriliği bir çok etkene ev sahipliği yapmaktadır. Çocuklarda görülen konuşma geriliği çoğu zaman karşılaşılabilecek olan bir durumdur. Bunun sebepleri araştırıldıktan sonra ise çocuğun gelişimine uygun bir tedavi yöntemi uygulanabilir.

Endişelenip endişelenmeyeceğiniz konuya gelecek olursak eğer, çocuğunuz üç yaşına gelmek üzere diyelim. Henüz konuşmuyor ve konuşmak için de bir çaba sarf etmiyor. Endişelenmeniz gereken durum bu konumda çocuğunuzun konuşup konuşmaması değildir. Örneğin; kapıyı kapatmayı istediğinizde kapıyı kapatıyor mu? Ondan bir eşya istediğinizde size getiriyor mu? Sizin komutlarınızı konuşmadan yerine getirebiliyorsa eğer hiçbir sorun yoktur. Lakin çocuğunuz içe kapanık, kimsenin iletişimine cevap vermiyor ve kendi başına bireysel takılıyor ise, bu durumda bir sorun var demektir. Yapmanız gereken şey bir terapiye gitmek veya çocuğunuzun gelişimini yakından takip ederek evde birkaç konuşma egzersizi yapmanızdır.

Üç yaşından sonraki çocukların yaşıtlarına kıyasla dil gelişiminin yetersiz alanda olması durumuna konuşma gecikmesi denilmektedir. Bu durum yüzeysel bakıldığında ise erkek çocuklarında daha fazla görülmektedir. Ailenin sosyal yaşantısı, potansiyel yaşam olanakları, barınma tercihleri, içerisinde oldukları döngü de çocukların dil gelişimini ve bilişsel gelişimini etkilemektedir. Konuşma geriliğinin bir başka nedeni de zeka geriliğidir. Çocukların zeka oranları azaldıkça, dil gelişimleri de buna bağlı olarak azalmaktadır. Dolayısıyla çocuklar hem konuşulanları anlamada, hem de duygularını ifade etmekte zorlanabilmektedir. Lakin her konuşma geriliği veya bozukluğu yaşayan çocuklarda zeka geriliği vardır denilmez. Bu durumda çocuklara birtakım testler yapılarak zeka geriliğinin olup olmadığı tespit etmek mümkündür. Oyun terapileri çocuğunuzun zihin ve bilişsel gelişimi için faydalı bir etkinlik olacağından, çocuğunuzun sosyalleşmesi ve konuşmasını hızlandırması için yararlı bir aktivite olacaktır. Çocuklar sevgiyi daima hissederler. Sevgisiz bir ortamda büyüyen çocuklarda da konuşma geriliğinin görülmesi epey normal bir durumdur. Sevgi her anda olduğu gibi, erken çocukluk gelişiminde de her alanda gerekli olan bir duygudur. Bu duygu sayesinde çocuklar daha hızlı öğrenir, daha hızlı sosyalleşir, kavramlara hakim olmakta güçlük çekmez, hayatın akışına ayak uydurmada endişe etmeksizin sağlam adımlarla ilerler. Bu sebeple sevgisiz bir ortam bir çocuk için en büyük kötülüklerden birisi olacağından, çocuğun dil gelişimi de doğrudan etkileyecektir.

Çok fazla baskıyla büyüyen çocuklar, sürekli sert direktiflere maruz kaldıklarından sessizliklerini bozamazlar ve buna bir süre sonra istemsiz alışmaya başlarlar. Bu sessizlikler zamanla konuşma geriliğinin birer basamağı olacağından, ebeveyn aslında ne yaptığını bilmez ve hatalarının farkında olmaz. Ne olursa olsun, bizler ebeveyn olarak çocuklarımıza karşı tavır ve tutumlarımızı daima dengede tutmalı ve onların yaş aralıklarına inerek iletişimlerimizi gerçekleştirmeliyiz. Aksi halde çocuğunuzu korkutarak konuşmaya zorlamanız, ileriki yaşamı adına güvenli bir zemin oluşturmayacaktır. Çocuklarınıza kibar, nazik, sevgi dolu yaklaşımlarla duygularınızı aktarmalısınız. Çocuklar ne baskıdan, ne de korkudan hoşlanırlar. Bu çizgiyi asla unutmamalı ve kendi çizginizden de uzaklaşmamalısınız. Çocuğunuz okula gidiyor ve öğretmeninden konuşması hakkında olumsuz bir geri dönüş aldığınızda, konuşma terapileri sizin için ilk etapta uygun bir serüven olabilir. Bunun dışında çocuğunuzu sosyalleşeceği ortamlarda da bulundurabilmesiniz. Çocuğunuz tek kaldıkça, daha az iletişim ve konuşma güdüsü kıtlığı sebebiyle bu davranışı daha da benimsemeye başlayacaktır. Sessizlik onun için ne yazık ki hiç önerilmeyen bir ortamdır. Ebeveynlerin çocukları ile sürekli iletişim halinde olmaları güzel bir referanstır. Bunu her daim kullanabilirsiniz.

Bunların dışında çocuğunuza bol bol kitap okumalısınız. Kitap okuma alışkanlığını kazandırmalı ve kitap sevgisini hissettirebilmelisiniz. Kitaplar, çocukların dil gelişimini hızlandırmasıyla kalmaz, daha fazla kelime dağarcığı ile çocuğun hayal gücü dünyasını da genişletir. Bu sebeple çocuğunuz okuma yazma bilmiyor olsa bile işitsel alanı kullanmalı ve bu alanda çocuğunuzun dinlemesini güçlendirerek farklı kelimeleri algılamasına izin vermelisiniz. Bu alışkanlığı düzenli halde yaptığınız taktirde çocuğunuzun konuşma geriliğinin azalacağını, merak ettiği sesleri kendisinin de çıkartmak isteyeceğini, kitap sevgisiyle büyüdükçe hayal dünyasında daha fazla yer alacağını kendiniz de görecek ve deneyimleyeceksiniz. Tek ihtiyacınız bir kitap, bir cümle ve bir resim. 

İlgili Haberler

Hakkımızda

Seni Sen Yapan Değerlere Dönüş Hareketi